Domatesin üretim maliyeti ve fiyat yolculuğu

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Domatesin üretim maliyeti ve fiyat yolculuğu

23 Ekim 2018

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024


Domatesin üretim maliyeti ve fiyat yolculuğu

Ne zaman Antalya’ya gitsek domatesin fiyatını ve İstanbul’a yolculuğunu konuşuyoruz. Yolculuk değişmiyor.Fiyat ise, maliyetine göre, mevsimine, üretim miktarına göre değişiyor.

Türkiye Halciler Federasyonu’nun toplantısı için Antalya’da komisyonculuğun kaldırılmasını konuşurken konu dönüp dolaşıp domates fiyatına geldi.

Tarlada 1 lira olan domates, İstanbul’a gelince neden 5-6 lira oluyor? sorusuna bir kez daha yanıt aradık.

Hal komisyoncuları, domates üreticileri “üreticide 1 lira olan domates neden 5-6 liraya satılıyor? sorusundan pek hoşnut değiller.

Standart,salkım,çeri,kokteyl,pembe,köy domatesi gibi bir çok çeşit olduğunu her birinin fiyatının farklı olduğunu belirterek domates fiyatını sorgularken hangi domates olduğuna bakmak gerektiğini dile getiriyorlar.

Toplantı sonrası, Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Yönetim Kurulu Üyesi ve Hal Komisyoncusu Cüneyt Doğan ile 1 dekar serada üretilen standart domatesin üretim maliyetini ve fiyatını hesaplamaya çalıştık. Ortalama bir fiyat çıkarmaya çalıştık. Elbette bunun altında veya üstünde fiyat çıkaranlar olacaktır. Siz değerli okurlarımıza yediğiniz domatesin serada nasıl üretildiğini, fiyatının nasıl oluştuğu konusunda fikir vermesini istedik.

Domates nasıl üretiliyor?

Çiftçi domatesi ya kendi serasında ya da kiraladığı serada üretir. Üretim yapabilmesi için sera malzemelerine, fideye, gübreye, ilaca, emeğe ihtiyacı var. Çiftçi üretim için gerekli olan girdileri ekonomik durumu iyiyse kendisi alabilir. Fakat, üretim için, çiftçiler genellikle bir komisyoncuyla anlaşarak girdileri komisyoncudan alıyor. Ürettiği domatesi de komisyoncuya vererek satılmasını sağlıyor.

Denilebilir ki, üretici bir araya gelse, kooperatif kursa, üretici birliği olsa ve girdileri toptan alsa daha ekonomik olmaz mı? Olur elbette. Fakat kooperatif yok. Zoraki kurulan üretici birliğinin ekonomik gücü yok. Yasa ile ticaret yapması yasaklanmış.

Dolayısıyla komisyoncu fiilen bu görevi üstlenmiş. Komisyoncu olmasa üretim olmayacak. Hükümet şimdi bu komisyonculuğu kaldırmak istiyor. Komisyonculuk kaldırılırsa bu çiftçiler üretim de yapamayacak.

Girdiler ve maliyeti

Antalya’da 1 dekar standart domates üretilmesi için kullanılan girdiler ve bu girdilerin maliyeti özetle şöyle:

Yıllık sera örtüsü(naylon) kullanımı 4 bin 300 lira. Sera örtüsünün ömrü ortalama 3 yıldır ve toplam maliyeti 13 bin liradır. Ancak afet ve diğer iklim koşullarına bağlı olarak örtünün zarar görmesi sonucu ek maliyet çıkabilir. Toprak hazırlığı ve işleme için 1300 lira harcanıyor. Bir dekara 2 bin 500 adet fide dikiliyor ve bunun bedeli 3 bin 250 lira.
Seranın ısıtılması için gerekli olan 4 ton katı yakıtın bedeli 2 bin lira. Elektrik gideri 1250 lira. İp için 150 lira, hayvan gübresi için 1000 lira harcanıyor. Kasa için 750 lira, ürünlerin yıl boyu sebze meyve haline taşınması için 6 bin lira ödeniyor. Diğer giderler 250 lira. Domates üretimi için yıllık ortalama girdi maliyeti 1 dekar için 20 bin 250 lira.

Üreticinin geliri

Üretici, 1 dekar seradan 15 ila 20 ton olmak üzere ortalama 18 ton domates alıyor. Komisyon ve vergi sonrası üreticinin geliri kilo başına 2 lira 66 kuruş olarak hesaplanıyor. Bu, fire ve kayıp oranı hesaplanmadan belirlenen fiyat. Ayrıca, don, aşırı yağış gibi üretimi olumsuz etkileyen faktörler, sigorta bedeli bu fiyatın içinde yok. Çiftçinin emeği veya çalıştırdığı elemanların ücreti,sigortası yok. Bu hesaplama üzerinden bakılırsa çiftçinin 1 dekardan aldığı 18 ton domatesin bedeli 48 bin lira. Girdi maliyetleri, fire,iklim koşullarına bağlı doğal afet ve diğer zararlar çıktıktan sonra kalan para çiftçinin kazancı oluyor.

Fiyat nasıl oluşuyor?

Gelelim fiyat oluşumuna. Çiftçi yukarıda özetlediğimiz girdileri,emeğini kullanarak serada ürettiği domatesi topladıktan sonra girdileri aldığı hal komisyoncusuna getirip teslim ediyor. Komisyoncu, aldığı domatesi yasal olarak kendisine verilen yüzde 8 komisyon bedeli alarak ve yüzde 1 Hal Rüsumu ödeyerek domatesi tüccara, perakendeciye, İstanbul Hal’indeki komisyoncuya veya tüccara satıyor. Üreticiden 2 lira 66 kuruştan alan komisyoncu 3 liradan tüccara satıyor.

Domatesi hal komisyoncusundan alan tüccar bu domatesi kalitesine,boyuna göre ayırarak istenilen ambalaja koyuyor. Bunun için tüccar işletme giderlerini hesaplayarak ve üzerine kendi karını koyarak İstanbul’a gönderiyor.

Üreticinin elinden çıktıktan sonra yüzde 1 Hal Rüsum bedeli kilo başına 0.03 lira. Tüccarın işletme gideri ve karı 0.5 lira.Tüccarın ürünü İstanbul’a gönderme nakliye bedeli 0.25 lira. Bu bedeller eklenince 1 kilo domatesin Antalya Hal’inden çıkış fiyatı 3 lira 78 kuruş oluyor.

Domatesin Antalya’dan başlayan yolculuğu İstanbul Hal’ine geliyor. İstanbul Hal’inde işletme gideri ve karı olarak kiloda 0.3 lira, hamaliye bedeli olarak 0.1 lira ekleniyor. Domatesin İstanbul Hal’inden çıkış fiyatı kilo başına 4 lira 18 kuruş oluyor.

Domates son tüketim yeri olarak markete,pazar yerine veya manavın rafına girerken, marketin işletme gideri, minimum yüzde 25 kar ve vergilerle birlikte 1.5 lira ek maliyet biniyor. Böylece 1 kilo domates tüketiciye market rafında 5 lira 68 kuruştan satılıyor.

Fiyatı marketler belirliyor

Manavdan,pazardan,marketten aldığımız 1 kilo domatesin fiyat yolculuğunu kısaca anlatmaya çalıştık. Bu hesaplamada aile işgücü kullanıldığı var sayıldığı için işçilik ücreti ve sigorta maliyetleri, seranın amortisman maliyeti ile sera kira masrafları, üreticinin kullandığı kredinin faizi dahil değildir. Antalya’da ağırlıklı olarak kiralama yoluyla üretim yapılıyor. Bu nedenle üreticinin 2 lira 66 kuruşluk fiyatı bu giderler de dikkate alındığında çok daha düşük olacağı çok açıktır. Ayrıca fiyatlar ürün hasat dönemi, miktarı, yurtiçi ve yurtdışı talep durumuna göre değişim gösterdiği biliniyor.

Marketler, otel zincirleri, restoran zincirleri yani perakendeciler yukarıda özetlediğimiz fiyat süreci dışında doğrudan üretim yaptırabiliyor veya üreticiden satın alabiliyor. Bu durumda daha ucuza satmaları gerekirken ne yazık ki daha pahallıya satıyorlar ve fiyatı belirleyen de onlar oluyor.

Özetle, daha önce de yazdığımız gibi üretim maliyetleri her geçen gün artıyor. Maliyetleri düşürmeden, sadece yasal düzenlemelerle, komisyonculuğu kaldırmakla domatesin fiyatı düşmez. Mevcut maliyetlerle büyük kentlerdeki tüketicinin domatesi 2-3 liraya alması hayal bile edilemez.
*****
Yörex Fuarı

Antalya Ticaret Borsası’nın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin desteği ve katkıları ile Antalya’da düzenlediği Yöresel Ürünler Fuarı(YÖREX) bugün 9.kez açılacak. 25 Ekim’de bizde tam gün fuarda olacağız.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Ahmet Aydoğdu 24 Ekim 2018 - 14:27 - Yanıtla

    Sayın hocam; burada ulusal marketlerin gizli planları var sanırım.Ulusal marketler komisyonculuk kalktığında bunun yerine kendileri,aynı perakende market yapılanmasına benzer “TOPTAN SEBZE MEYVE MARKET VEYA DEPOLARI” oluşturmak gayret ve çabası içindeler.Bununla ilgili LOBİ faaliyetleri de yıllardır devam ede gelmektedir.Marketler de “SEÇ AL” yöntemiyle satış yaptırarak, tüketicilerin iyice el vurduğu ve mıncıkladığı ürünlerdeki en az yüzde 50 Çürüme ve fire’yide , satış maliyetlerine yansıtmaktadırlar.Pazarlarda larıKREDİ KARTI uygulaması olmadığından dolayı ,marketler tekel olarak istedikleri gibi sebze meyvede fiyatları yüksek tutabiliyorlar.Perakende de rekabet olması isteniyorsa, pazarcıya kredi kartı olanlara mal satma zorunluluğu getirilmelidir.Şu anda cebinde nakiti olmayanın pazardan alışveriş yapması mümkün değil.Selam ve saygılarımla..

  2. Burhan Sergen 10 Ağustos 2019 - 13:44 - Yanıtla

    Sevgili Ali Ekber Yıldırım bey.
    Çok güzel açıklamışsınız domatesin sofralara kadar geliş hikayesini ağzınıza sağlık.anladığım ladarıyle tarım ve ziraat hususunda bilgili bir insansınız,sizlerin değerli bilgilerinden faydalanmak isterim eğer mümkünse?
    Biz macaristan da iş yapan esnafız burada müthiş zengin ve verimli sulak topraklar var fakat akıllı tarım yapan yok diyecek kadar az arazi var su var ekipman var ama yapacak akıllı insan yok ve birazda tenbellik var sebze ihtiyaçlarını italya,dan,yunanistan,dan,ve ispanya,dan ithalat yolu ile hallediyorlar malesef.sizden öğrenmek istediğim eski sistem klasik naylon örtülü sera işine başlamak için yaklaşık kaç hektar arazi ile bu işe başlamak kârlı olabilir ve nasıl baslamak gerek bilgi verirs3niz ćok sevinirim.şimdiden teşekkür eder hayırlı çalışmalar dilerim.
    Burhan Sergen

  3. Celal 24 Mayıs 2020 - 13:12 - Yanıtla

    Selamlar, bu maliyet içerisinde (20.000 TL) çiftçinin emeği var mıdır?

Yaş Meyve ve Sebze: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler