Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tarımda girdiler ucuzlamadan gıda fiyatları düşmez

Güncelleme: Şub 22, 2024

Tarımda girdiler ucuzlamadan gıda fiyatları düşmez

Hükümet, tarımsal üretim yapan çiftçinin maliyetlerini artıracak kararları peş peşe alıyor. İthalat için kapılar sonuna kadar açılıyor. Verilen üç beş kuruşluk destekler ise çok geç ödeniyor. Üretim yapanlar adeta cezalandırılıyor.Üstelik bütün bunların gıda fiyatlarını düşürmek için yapıldığı söyleniyor. Maliyetleri artırarak,ithalatı destekleyerek gıda fiyatları düşürülebilir mi?
Bu soruya yanıt verebilmek için uygulamalara yakından bakalım.
Bitkisel üretim yapan çiftçinin en önemli girdileri traktör, mazot, gübre, tohum, ilaç, tarla kirası,işçilik ve işletme giderleridir. Üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen faktörler bunlar.
Hayvansal üretim yapanlar için hayvan materyali, yem,işçilik,hastalıklarla mücadele için veterinerlik hizmetleri ve yine işletme giderleri maliyetleri en çok etkileyen unsurlardır.
Elde edilen tarımsal ürün veya hayvansal ürünün tüketiciye ulaşması için nakliye, ambalaj, vergiler,aracı karları,reyon,pazarlama giderleri maliyetleri artıran en önemli kalemlerdir.
Uygulanan politikalara bakıldığında bitkisel üretimde ve hayvancılıkta üretim maliyetlerini düşürecek önemli hiç bir önlem alınmazken, maliyetleri artıracak bir çok karar alınıyor.
Hem hükümet,hem de kamuoyu yani tüketici istiyor ki, gıda fiyatları hiç artmasın. Etin, sebzenin,meyvenin,bakliyatın,ekmeğin fiyatı hep aynı olsun. Fakat, böyle bir dünya yok.

Mazotun litresi 5 lirayı aştı

İster bitkisel üretim,isterse hayvancılık yapsın üreticinin en önemli girdilerinden olan mazotun litre fiyatı 5 liranın üzerine çıktı. Bunun üretilen ürüne yansıması olmayacak mı? Çiftçi, artan bu maliyeti cebinden mi karşılayacak?
Denilebilir ki, hükümet çiftçiye mazot desteği vermiyor mu?
Elbette veriyor. Fakat, destek hem yetersiz hem de çok geç ödendiği için işe yaramıyor.
Hükümet, son 3 yılda mazot desteğinde 3 kez değişiklik yaptı. 2015 yılına kadar mazot ve gübre desteği ayrı ayrı ödenirken,2016 destekleme kararnamesinde mazot ve gübre desteğini tek kalemde birleştirildi. 2017’de ise gübre desteği sabitlenirken, mazot desteği tekrar ürün bazında farklılaştırıldı.
Daha önceki yıllarda ürün grupları bazında farklı oranlarda verilen gübre ve mazot desteği 2016 yılında birleştirilerek tek kalemde verilmeye başlandı. Bu birleştirme sonucunda çiftçinin aldığı destek azaldı.
Örneğin, 2015 üretim yılında yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri eken çiftçiler dekar başına 7 lira 90 kuruş mazot, 8 lira 25 kuruş gübre desteği ve ayrıca 2.5 lira toprak analizi desteği olmak üzere toplam 18 lira 70 kuruş destek alıyordu. Yapılan düzenleme sonucunda aynı ürünleri 2016 üretim yılında eken çiftçiler dekar başına sadece 11 lira destek alabildi.

Başbakan’ın “mazotun yarısı bizden” desteği eridi

2017 üretim yılı için mazot desteği bir kez daha değiştirildi. Bu kez mazot desteği ürüne göre farklılaştırılırken, gübre desteği sabitlendi.
Başbakan Binali Yıldırım, 14 Ekim 2016’da İzmir Ödemiş’te “Milli Tarım Projesi”ni açıklarken “çiftçinin kullandığı mazotun yarısı bizden” demişti. O tarihte mazotun litresi 3 lira 70 kuruştu. Hükümet, 2017 üretim yılı tarım desteklerini 18 Ağustos 2017’de ancak açıklayabildi. Bir çok üründe hasat bittikten sonra destekler açıklandı. Ürün bazında kullanılan mazot miktarının ortalaması dikkate alınarak destek hesabı yapıldı.Yani 2017 yılı başlarındaki mazot fiyatı baz alınarak verilecek destek hesaplandı. Pamuk üretimini örnek alırsak; üretici dekara ortalama ne kadar mazot kullanıyorsa onun yarı fiyatı baz alınarak 2017 üretim yılı mazot desteği hesaplandı.
Mazotta en yüksek destek pamuk ve çeltik üreticilerine yapılması kararlaştırıldı. Pamuk ve çeltikte çiftçilere dekar başına 36 lira mazot ve 4 lira gübre desteği verilmesi uygun görüldü.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü verilerine göre 1 dekar pamuk ekmek için gerekli olan mazot miktarı 20 litrenin biraz üzerinde. Yani 1 dekar pamuğun mazot gideri 100 liranın üzerinde. Bunun için pamuk üreticisine en az 50 lira mazot desteği verilmesi gerekiyor.
Fakat, 2017 yılı için pamuk üreticisine dekara 36 lira ödenecek. Bu hesaplama yapılırken mazotun litre fiyatı 4 liranın altındaydı. Üretici henüz destek almadan mazotun fiyatı 5 liranın üzerine çıktı. Çiftçi mazot desteğini en erken 2018 baharında alabilecek. O zamana kadar mazotun litresi 5.5 liraya ulaşması tahmin ediliyor. O zaman çiftçi aldığı 36 liralık destekle ancak 6 litre mazot alabilecek.Dolayısıyla desteğin çiftçiye bir yararı olmayacak.

İthalat üretimi bitirir, fiyatları artırır

Mazot konusunda yazdıklarımız üç aşağı beş yukarı gübre,tohum,yem ve diğer tüm girdiler için geçerli bir uygulama.Kaldı ki bu girdilerin neredeyse tamamında ithalat bağımlılığı var. Dövizdeki her bir sentlik artış üretim maliyetlerini artırıyor.
Gümrük vergilerinin sıfırlanarak marketlerin devlet destekli ithal ürünle doldurulması da gıda fiyatlarını düşürmez. Bu politika ile orta ve uzun vadede daha çok ithalat,daha yüksek fiyata mahkum olursunuz. Çünkü, saman ithal ettiğiniz Bulgaristan’daki üretici- satıcı, canlı hayvan ve et ithal ettiğiniz Amerika,Avrupa veya Latin Amerika’daki satıcı veya üretici Türkiye’deki piyasayı,fiyatları bizim Tarım Bakanlığından daha yakından izliyor. Üretimin azaldığını görünce fiyatı hemen artırıyorlar.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı iki markette ucuz et satışı ile özellikle dar gelirli yurttaşları bu marketlere yönlendiriyor. Markete gidenlerin büyük bölümü et alamıyor. İzmir’de bir haftadır bir kilo et alamadık. İzmir’e iki günde bir geliyormuş. Ne zaman geliyorsa hiç bulunamıyor. Fakat, raflarda Çin’den ithal pirinç, Kanada ve Amerika’dan ithal barbunya,Kanada’dan ithal yeşil mercimek, Kanada ve Avustralya’dan ithal kırmızı mercimek,Macaristan’dan ithal mısır konservesi,ithal balıktan elde edilmiş ton balığı istediğiniz kadar var. Bu ürün gruplarında neredeyse yerli ürün hiç yok.
Özetle, çiftçinin en pahallı girdilerle en ucuz ürünü üretmesini ve devlet destekli gümrüksüz ithal ürünlerle rekabet etmesini, fiyatların da düşmesini beklemek aklımızla alay etmektir. Bu gidişatın sonu iflastır. Türkiye, tarımda var olmak istiyorsa hızla üretime dönmek zorunda.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler