Sütte piyasaya müdahalenin yanlışları

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Sütte piyasaya müdahalenin yanlışları

26 Mayıs 2016

·

Tarım Dünyası

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 25, 2024

Sütte piyasaya müdahalenin yanlışları

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik yeni hükümette de bu görevini sürdürecek. Doğrusu da buydu.
Yeni bir bakan atansa, her şey sil baştan değişecek,kadrolar bir daha yenilenecekti. Tarım sektörü için, 2016 kayıp yıl olacaktı.
Faruk Çelik,tarım sektörünü tanıdı.İyi kötü bir kadro oluşturdu. Hedeflerini, yapacaklarını büyük oranda belirledi.Üreticiyle iyi bir diyalog kurdu.
Bütün bunlar olumlu gelişmeler. Madalyonun bir de diğer yüzü var. Atılan adımlar,yapılan müdahalelerde ciddi yanlışlar da yapılıyor. Bunun en somut örneği süt piyasasına yapılan müdahaledir.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik göreve geldiğinde çiğ sütte ciddi bir kriz vardı.Ulusal Süt Konseyi’nin 1 Haziran 2014’ten beri sabit tuttuğu çiğ sütün litre başına 1 lira 15 kuruşluk referans fiyatı fiili olarak 1 liranın altına düşürülmüştü.
Üretici sattığı sütle maliyetleri karşılayamadığı için süt ineklerini kesiyordu.
Fiyat istikrarı ve inek kesiminin önlenmesi için öncelikle piyasada arz fazlası olarak adlandırılan yaklaşık 200 bin ton çiğ sütün alınması gerekiyordu.
Bakan Çelik, üretici temsilcileriyle sanayicilerle toplantılar yaptı. İlk olarak geçmişte olduğu gibi çiğ sütün sanayiciler tarafından satın alınarak süt tozuna dönüştürülmesine karar verildi. Bunun için süt tozuna verilen ton başına ihracat desteği 3 bin liradan 4 bin 500 liraya çıkarıldı.
Sanayiciler aracılığıyla yapılan bu müdahale çiğ sütte fiyat düşüşünü ve inek kesimini durduramadı. Bakanlık yetkilileri, sanayicilerin taşeronlar aracılığıyla bilinçli olarak fiyatı düşürdüğünü iddia etti ve sanayicileri devre dışı bıraktı.
Süt tozu üretiminde sanayici devre dışı bırakıldıktan sonra, Bakan Faruk Çelik, üretici temsilcileriyle, birlik,kooperatif başkanlarıyla görüştü. Et ve Süt Kurumu aracılığıyla piyasaya müdahale edilmesine karar verildi.
Alınan karar gereği üretici birlikleri,damızlık birlikleri,kooperatifler kendi bölgelerindeki arz fazlası çiğ sütü litresi 1 lira 15 kuruştan satın alacak,süt tozuna dönüştürecek ve süt tozunu da Et ve Süt Kurumu satın alacaktı. Böylece çiğ sütte fiyatın düşmesi ve inek kesimi önlenecekti.Müdahaleyi doğrudan Et ve Süt Kurumu yapacaktı.Ancak kurumun altyapısı olmadığı için bunu üretici örgütleri aracılığıyla yapacaktı.
Kağıt üzerinde doğru bir yöntemdi. Bir çok ülkede de böyle yapılıyor. Devletin oluşturduğu müdahale kurumu piyasaya müdahale ediyor.
Kağıt üzerinde doğru olan bu yöntem uygulamada doğru olmadı. Çünkü, Et ve Süt Kurumu’nun çiğ sütte müdahale konusunda hiç bir deneyimi yoktu. Bırakın deneyimi Kurum’da bir iki uzman dışında süt konusunu bilen yok. Sütü markette görüyorlar. Piyasanın işleyişini bilmiyorlar.
Bakanlık, Et ve Süt Kurumu’na bu görevi verdi fakat para veremedi. Yani müdahale için kaynak yoktu. Bakanlığın destekleme bütçesinden kaynak ayrılacaktı. Daha da önemlisi müdahale için sağlıklı bir araştırma yapılmadı. Piyasadan sütün alınmasına odaklanıldı. Sonraki adım düşünülmedi.
Sonra ne oldu?
Et ve Süt Kurumu üretici örgütleriyle sözleşmeler imzaladı. Örgütler çiğ sütü topladı. Süt tozu yaptı.Süt tozunu da Et ve Süt Kurumu’na verdi.
Fakat, süt tozu üretilirken elde edilen kremanın ne olacağı hesaplanmamıştı. Üretici örgütlerinin elinde 500 ton civarında krema birikti. Bu kremanın tereyağı üretimine dönüştürülmesi gerekiyor. Bunu kim nerede yapacak? Bu da hesaplanmamıştı.
Daha önce de yazdığımız gibi çiğ sütteki kriz krema krizine dönüştü. Şimdi bu kremaya alıcı aranıyor. Üretici örgütleri bu yükü daha fazla taşıyamaz.
Daha da önemlisi üretici örgütleri Et ve Süt Kurumu’na verdikleri süt tozunun parasını alamıyor. Çünkü, müdahale için kaynak yok.
Gelinen noktada bugüne kadar 56 bin ton çiğ süt alımı yapıldı.Bu sütten 4 bin 500 ton yağsız süttozu elde edildi.
Et ve Süt Kurumu, 24 Mayıs 2016 itibariyle depolarındaki 3 bin 213 ton yağsız süt tozunu ihale ile satışa çıkardı. Evet, yanlış okumadınız. Et ve Süt Kurumu elindeki süt tozunu satışa çıkardı.Yani piyasaya arz edecek.
Piyasaya süt tozu arz etmek yapılan müdahalenin ruhuna aykırı.Süt tozu ne zaman piyasaya arz edilir? Çiğ süt fiyatı çok yükselmişse fiyatı düşürmek için arz edilir. Siz eğer piyasaya süt tozu satarsanız çiğ süt alımını engellemiş olursunuz. Yani sanayici devletten süt tozu alacaksa niye üreticiden çiğ sütü alsın? İhtiyacını süt tozundan karşılamış olur.
Kaldı ki, bildiğimiz kadarıyla süt tozu ithalatına bir sınırlama,yasaklama getirilmedi. Bu şartlarda süt tozunun piyasaya sürülmesi çiğ süt fiyatını düşürür.
Yapılması gereken arz fazlası sütten elde edilen süt tozunun devlet desteği ile ihraç edilmesi veya yapılan dış yardımlarla bedelsiz de olsa ülke dışına çıkarılması gerekir. Yani arz fazlası dediğiniz çiğ süt veya süt tozu ülke içinde kaldıkça çiğ süt fiyatının artması, inek kesiminin önlenmesi mümkün değil.
Özetle, çiğ süte müdahale konusunda çok büyük yanlışlar yapılıyor. Et ve Süt Kurumu,Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı piyasaya müdahaleyi deyim yerindeyse eline yüzüne bulaştırdı. Üretici örgütlerinin bu şartlarda daha fazla çiğ süt almaları ve süt tozu üretmeleri mümkün değil.Çünkü ellerindeki müdahale silahı dönüp kendilerini vurmaya başladı. Bu işin faturası da yine üreticiye çıkacak.Bize göre süt tozu ihalesi hemen iptal edilmeli.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler