Tarım ve gıdada coğrafi işaret..

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tarım ve gıdada coğrafi işaret..

19 Mayıs 2015

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: May 19, 2015

Türkiye’de tarımın yeterince önemsenmemesinin iki nedeni var. Birisi cahillik,diğeri bilinçli olarak tarımın görmezden gelinmesidir.Cahilliğin çözümü eğitimdir.Fakat, asıl tehlikelisi, tarım politikasını belirleyen ve uygulayanların bilinçli olarak tarım potansiyelini görmezden gelerek ülkeyi tarımdan uzaklaştırmalarıdır. Ülkeyi yönetenler tarımsal potansiyeli değerlendirmek yerine ithalatı seçiyorsa, sorunları çözmek yerine çözümü dışarıda arıyorsa bunun adı ihanettir.
Türkiye, sahip olduğu biyoçeşitliliğin yanı sıra, fındık,incir,üzüm,kiraz gibi bir çok üründe dünyada ilk sıralarda yer alır. Bu avantajı yeterince değerlendirebiliyor mu?
Ne yazık ki değerlendiremiyor. Çünkü ya cahillikten ya da bilinçli olarak tarıma gereken önem verilmiyor.
İzmir Ticaret Borsası ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin İzmir’de düzenlediği ve ilk oturumunun moderatörlüğünü yaptığımız,“Dünya ve Türkiye’de Coğrafi İşaretlerde Son Gelişmeler” seminerinde bir kez daha tarımsal potansiyelin neden değerlendirilemediğine tanık olduk.
Avrupa Birliği başta olmak üzere bir çok ülke coğrafi işaret sayesinde tarım ve gıda ürünlerinden elde ettiği katma değeri bir kaç kat artırırken, Türkiye’de bu fırsat değerlendirilemiyor. Çünkü önemsenmiyor. Görmezden geliniyor. Tarıma katma değer sağlanmak istenmiyor.
Bir avuç insanın çabası yetersiz kalıyor. Son yıllarda yerel-yöresel ürünler konusunda dikkat çekici çalışmalar var. Ali Çandır’ın Başkanlığında Antalya Ticaret Borsası çok başarılı bir fuar düzenliyor. Türk Patent Enstitüsü görevi olmamasına rağmen iyi niyetle çaba gösteriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı borsa ve odalar bulundukları bölgede yöresel ürünler konusunda çalışıyor. Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu başkanlığında kurulan Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı yöresel ürünlerin tanınması, coğrafi işaret alması konusunda yoğun çaba harcıyor. Fakat, sorunlar aşılamıyor. Tam 20 yıldır,“Coğrafi İşaretlerin ve Geleneksel Özellikli Ürün Adlarının Korunması Hakkında Kanun Tasarısı ” çıkarılmıyor. Kamu İhale Yasası’nı neredeyse ayda bir değiştiren iktidar, tarım ve gıda için, kırsal kalkınma için bu denli önemli bir yasayı çıkarmıyor.
Coğrafi işaret nedir ve neden önemli?
1-Coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işarettir. Finike Portakalı, İskoç Viskisi, Rokfor Peyniri gibi.
2-Coğrafi işaretin amacı; Özellikleri bir yöreden, bilgi ve beceriden (know-how) kaynaklanan bir Coğrafi Adı, sahte ve taklitlerine karşı koruyarak:tarımsal üretimde çeşitliliği teşvik etmek, öz varlığı korumak ve kırsal kalkınmayı sağlamak,çiftçi gelirlerini yükseltmek, özgün ürünleri geliştirmek, tüketicileri ürünlerin kökeni ile ilgili bilgilendirmek ve kırsal nüfusu yerinde tutmayı sağlamaktır.
3- Dünyada coğrafi işaret pazarının büyüklüğü 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. 10 bini aşkın coğrafi işaret almış ürün var. Bunların yüzde 10’u gelişmekte olan ülkelerde. Avrupa Birliği’nde sadece tarım ve gıda ürünlerine coğrafi işaret veriliyor. Verilen coğrafi işaretlerin neredeyse tamamı tarım kooperatifleri yani üreticilere ait. Özellikle Fransa,İtalya ve İspanya bu alanda lider konumunda.İtalya, parmesan peynirinden 1.5 milyar Avro gelir sağlıyor.Avrupa Birliği’nin coğrafi işaret ürün pazarının toplamı 55 milyar Avro’nun üzerinde.
4- Avrupa Birliği’nden farklı olarak Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinin yanı sıra, el sanatları, doğal ürünler,maden ürünleri ve mevzuatta belirtilen şartlar taşıyan sanayi ürünleri de tescil edilerek coğrafi işaret alınabiliyor.Türkiye Patent Enstitüsü’nün çalışmalarına göre, Türkiye’de coğrafi işaret alabilir 2 bin 500 civarında ürün var. Bugüne kadar tescil edilen ürün sayısı 180. Bu ürünlerin yüzde 70’inden fazlası tarım ve gıda ürünü. Tescil için bekleyen 210 üründen de 57’si tarımsal ürün, 125’i ise gıda ürünleri ve yerel yemekler.
5- Bugüne kadar 180 üründen 43’ü ticaret ve sanayi odaları, 16’sı borsalar tarafından tescil ettirildi. Şirketlerin aldığı tescil sayısı 33 olurken 27 ürünü belediyeler, 20 ürünü vilayet ve kaymakamlıklar tescil ettirdi. Ziraat odaları sadece 4, üretici birlikleri 5 ve kooperatifler de 3 ürünü tescil ettirdi. Avrupa Birliği’nin tersine tarım sektöründen çok, kamu niteliğindeki kurumlar tarafından coğrafi işaret alınıyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi tescil maliyetinin çok yüksek olması ve prosedürlerinin çok uzun olması.
6- Yabancı ülkelerin de Türkiye’de tescil başvuruları var. Özellikle çok taklit edilen parmesan ve helim peyniri,şampanya,viski gibi ürünler için yapılan başvurulardan bazıları kabul edildi. Bazıları ise beklemede.
7- Avrupa Birliği Komisyonu da coğrafi işaret için tescil belgesi veriyor. Türkiye’den sadece 1 ürün, Antep Baklavası Avrupa Birliği’nden 4 yıllık bir süreçten sonra tescil alabildi. Afyon Sucuğu,Afyon Pastırması, Aydın İnciri ve Malatya Kayısı’sı ise Avrupa Birliği’ndan tescil almayı bekliyor.
8-Coğrafi işaret almak elbette çok önemli ancak daha da önemlisi bu işareti almış, tescil edilmiş ürünlerin korunması. Bunun için de çok iyi denetim yapılması gerekiyor. Türkiye’de bu denetim ne yazık ki hiç yapılmıyor. Çünkü, işin yasası yok. Denetim kriterleri belirlenmemiş. Prof.Dr. Yavuz Tekelioğlu’nun deyimi ile 180 araba üretildi.Fakat tekerleği yani denetim olmadığı için yürümüyor.
Özetle, coğrafi işaret konusunda tarım ve gıdada çok önemli fırsatlar var.Bu fırsatlar değerlendirildiğinde tarımda bugünkünden çok daha yüksek katma değer elde edilebilir. Çiftçiler daha yüksek gelir elde ederek yerel ürünleri ve kültürlerini koruyabilir. Bunu kanıtlayan en somut örneklerden birisi Metro Grup tarafından başarıyla yürütülen Kastamonu’nun Taşköprü sarımsağı projesi. Bu örneği başka bir yazıda paylaşacağız.
*****
Tarımcıları üzen iki ölüm
Türkiye Ziraat Odaları Birliği yönetiminin yanı sıra 27 yıl Manisa Ziraat Odası Başkanlığı yapan Nuri Sorman 13 Mayıs’ta, uzun yıllar Tariş Genel Müdürlüğü ve bir dönem Uluslararası Zeytin Konseyi Başkanlığı yapan Ahmet Çetinbudaklar 17 Mayıs’ta yaşama veda etti. Tarıma büyük emekleri olan iki çiftçi dostunu saygıyla anar, yakınlarına başsağlığı dileriz.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

Gıda,Tarım: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler