"Çocuğumuza içirmeyeceğimiz meyve suyunu üretmeyiz"

·

29 Aralık 2014

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

"Çocuğumuza içirmeyeceğimiz meyve suyunu üretmeyiz"

29 Aralık 2014

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

Türkiye’nin markalı meyve suyu ihracatının yüzde 60’nı gerçekleştiren Dimes Gıda Ticaret ve Sanayi A.Ş. CEO’su Ozan Diren, kamuoyunda çürük,kalitesiz meyvelerden meyve suyu üretildiği iddiasının kesinlikle doğru olmadığını belirterek; “Dedem Vasfi Diren, ‘yiyemeyeceğiniz meyveden meyve suyu üretmeyin’ derdi.Biz bu ilkeyi bugün de aynen sürdürüyoruz. Çocuğumuza içirmeyeceğimiz meyve suyunu üretmeyiz” dedi.
Ali Ekber YILDIRIM
İZMİR-
Meyve suyu sektörünün önemli markalarından Dimes, Türkiye’nin markalı meyve suyu ihracatının yüzde 60’ını gerçekleştiriyor. Dimes Grubu’nun CEO’su Ozan Diren, meyve suyunun çürük ve kalitesiz meyvelerden üretildiği iddiasının doğru olmadığını belirterek: “Dedem Vasfi Diren, meyve suyu üretimine başladığında fabrikaya meyve getirenlere ‘siz bu meyveyi yiyebilir misiniz? diye sorar ve yiyemeyeceğiniz meyveyi bana getirmeyin’ derdi. Fabrikaya meyve alan ve fabrika çalışanlarına her zaman ‘yiyemeyeceğiniz meyveden meyve suyu üretmeyeceksiniz’ diyordu. Bugün de bu ilke aynen devam ediyor. Biz çocuğumuza içirmeyeceğimiz meyve suyunu üretmeyiz.” dedi.
İzmir Kemalpaşa Fabrikası’nda Dimes Gıda Sanayi Ticaret A.Ş.Yönetim Kurulu Başkanı Erol Diren’le birlikte DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Ozan Diren, Aydın Sultanhisar’a kurdukları meyve işleme tesisi ile ithalat yerine meyveyi bölgedeki üreticilerden aldıklarını söyledi. Uzun yıllar sadece portakal ithalatı için 6 milyon dolar dövizi dışarıya ödediklerini hatırlatan Ozan Diren şu bilgileri verdi:” Bizim grup olarak kendi meyve bahçemizi kurup meyve üretmek gibi bir fikrimiz hiçbir zaman olmadı. Köylünün yaptığı işe talip olmayız.Kurucumuz Vasfi Diren’in temel felsefesi üreticiyi desteklemek, üreticiden, çiftçiden ürün almaktır. Aydın Sultanhisar’da 1930’lu yıllarda portakal festivali yapılırken sonraki yıllarda burada üretim azalarak zeytin ve incir üretimine yönelme olmuş. Son yıllarda verilen desteklerle bölgede yeniden meyveciliğe dönüş oldu. Biz de bunu görerek Sultanhisar’da bir yatırım yaptık.Bizim yatırım yapmamızdan sonra meyvecilik daha da gelişti.Meyve işleme tesisimizin olduğu Sultanhisar’a 200 kilometre yarı çapındaki bölgeden portakal, şeftali,nar, limon, elma,kayısı alıyoruz. Daha önce ithal ettiğimiz 6 milyon dolarlık portakalı iç piyasadan alıyoruz. Çiftçilerden yılda ortalama 110 bin ton meyve alıyoruz.”
Endüstri olmazsa meyvecilik olmaz
Bazı çevreler tarafından endüstri ürünlerinin tukaka gösterilmeye çalışıldığını hatırlatan Ozan Diren, meyvecilikte asıl hedefin pazara üretim olduğunu söyledi. Endüstriyel üretimi “meyvenin en iyi ikinci hali” olarak niteleyen Ozan Diren:”Üretilen meyvenin tamamının sofralık olarak tüketilmesi mümkün değil. Her meyvenin üretim sezonu var. Dayanıklılık süresi var. Meyveyi mevsiminde tüketmek en iyisidir. Ama soğuk hava deposunda bir ürünü bekletmenin bir maliyeti ve süresi var. Bir seyahatte otobüs veya uçakta mandalina soyup yemezsiniz suyunu içersiniz. Örneğin vişneyi bir ay en fazla iki ay piyasada bulabilirsiniz. Sonra yok. Vişne suyu yıl boyu içilebilir.Bu nedenle hem iç piyasada hem ihracatta meyveyi sadece sofralık olarak tüketmek mümkün değil. Endüstride işlenerek meyve suyu, konsantre, reçel,komposto,bebek maması veya başka şekillerde değerlendiriliyor. Tabii ki meyveyi mümkün olduğunca pazarda,sofralık olarak tüketmek üretene daha çok kazandırır. Ama ürünün tamamını sofralık olarak tüketmek mümkün değil.Endüstri olmasa meyvecilik sürdürülemez. Endüstri ürünün daha çok değer kazanmasını sağlıyor.Biz bu nedenle endüstriyel ürünleri meyvenin en iyi ikinci hali olarak nitelendiriliyoruz.Endüstriyel ürünleri sağlıksız göstermeye çalışanlar var. Ürettiğimiz ürünleri çocuklarımız da tüketiyor. Çocuğuma içirmeyeceğim meyve suyunu üretmem.” diye konuştu.
Tüketici tercihleri
Dimes’in pazar lideri olduğu yüzde 100 meyve suyu tüketiminin yaygınlaştığını vurgulayan Ozan Diren,taze sıkılmış ürünlerin daha çok bilinçli tüketiciler ve gelir durumu daha iyi olanlar tarafından satın alındığını söyledi. Portakal,nar,üzüm,elma ve limonun taze meyveden sıkılarak hiç bir katkı içermeden piyasaya sunulduğunu belirten Ozan Diren, tüketici tercihleri ile ilgili şu bilgileri verdi: ” Meyve ve meyve ürünleri tüketiciye farklı biçimlerde sunuluyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz;meyve, meyve suyu,meyve nektarı,meyveli içecek, meyve aromalı içecek. Bu ürünlerde farklı ambalajlarda sunuluyor. Tüketiciler cam ambalajlı ürünleri daha sağlıklı buluyor fakat yüzde 90’ı kutu ambalajı satın alıyor.Tüketiciler bu ürünleri alırken,gelirine, tüketim alışkanlığına göre tercih yapıyor. Cam ambalajlı ürün pazarı daha hızlı büyüyor. Sıcak bölgelerde daha çok tatlı ürünler, soğuk bölgelerde ekşi ürünler tercih ediliyor. Genel olarak lifli ürünlere ve antioksidan ürünlere bir yönelme var.”
107 ülkeye ihracat
Dimes’in meyve suyu ihracatının 20 bin ton ve 15 milyon dolar olduğuna dikkat çeken Ozan Diren:” Türkiye’nin markalı meyve suyu ihracatının yüzde 60’ını gerçekleştiriyoruz.Özellikle 100’den fazla ürün çeşitliliğimiz bize çok önemli avantajlar sağlıyor. Bu avantajla 107 ülkeye ihracat yapıyoruz. Meyveciliğin merkezi olarak bilinen Brezilya’ya nar suyu satıyoruz. En iyi olduğumuz ülkelerden biri İngiltere. Bu ülkede özellikle vişne,nar gibi kırmızı ürünlerde çok iyi durumdayız.İhracat ürünlerimizin etiketinde 24 farklı dil kullanıyoruz. Avrupa Birliği 13 Aralık itibariyle gıda ürünlerinde yeni bir etiket sistemine geçti. Biz buna hazır olarak aynı gün başladık. ” diye konuştu.

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler