GDO analizleri ne kadar güvenilir?

·

03 Haziran 2014

·

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

GDO analizleri ne kadar güvenilir?

03 Haziran 2014

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Haz 3, 2014

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) tartışması yeniden alevlendi.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bursa’da yaptığı rutin gıda denetiminde dünyaca ünlü bir markanın bebek mamasında (sütlü tahıl karışımı)GDO tespit ettiklerini açıkladı. GDO içeren ürünün toplatılarak, üretici firma hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Bakanlık bu olaydan sadece 2 gün sonra, 2010 yılında çıkardığı GDO Yönetmeliği’nde çok önemli bir değişiklik yaptı. Ürün analizlerinde ” GDO var” veya ” GDO yok” olarak bilinen sıfır tolerans yerine 0.9(binde 9) oranında bir eşik değer getirildi. Bir üründe binde 9 GDO tespit edildiğinde bu “bulaşma” kabul edilecek.
Bebek mamasında GDO nasıl tespit edildi ve yönetmelik neden değiştirildi?
1- Biyogüvenlik Yasası’na göre Türkiye’de, genetiği değiştirilmiş ürünlerin ekimi, gıda amaçlı olarak ithalatı yasak. Bugüne kadar yemde kullanılmak üzere 16 mısır ve 3 soya genine izin verildi. Danıştay, 2 mısır geni ile ilgili izni iptal etti.
2- Genetiği değiştirilmiş ürün ve ürünlerinin gıdada,bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasak.
3- Türkiye’ye ithal edilen ve genetiği değiştirilmiş ürün kullanılması muhtemel ürünlerde GDO analizi yapılmadan ülkeye girişine izin verilmiyor. Bebek mamaları da bu kapsamda.
4- Yasak olmasına rağmen bebek mamasında genetiği değiştirilmiş ürün tespiti bu anlamda çok önemli. Bu ürün Türkiye’ye nasıl girdi?
5- Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bebek mamasında genetiği değiştirilmiş ürün tespiti üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “başta bebek mamaları olmak üzere içerisinde GDO olabilecek bütün gıda maddeleri ithalat aşamasında GDO analizine tabi tutulmaktadır. Bu kapsamda, Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı (Parti No ve STT: 28.03.2015) adlı üründen ithalat aşamasında numune alınarak GDO analizi yapılmış ve üründe GDO varlığı tespit edilmediği için ürünün yurda girişine izin verilmiştir.” görüşüne yer verildi.
6- Bakanlık açıklamasından da anlaşılacağı üzere ithal bebek maması analiz ediliyor ve GDO içermediği için ülkeye girişine izin veriliyor.Ülkeye girişte tespit edilmeyen GDO, bebek mamasına nasıl girdi? Aynı ürün için iki farklı analiz sonucu var. Birinde GDO var, diğerinde yok deniliyor. Her iki analizi de Bakanlık yapıyor. O zaman akla şu soru geliyor. GDO analizleri ne kadar güvenli?
7- Bebek mamasında, gıda ürünlerinde GDO kullanılması yasaya göre suç. Bebek mamasında tespit edilen GDO oranı açıklanmadığı için bulaşma olup olmadığı bilinmiyor.
8- GDO’ lu olduğu iddiasıyla bir partisi piyasadan toplandığı belirtilen bebek maması, marketlerde satılıyor. Ambalajındaki bilgilere göre, ürünün bileşiminde, soya lesitini, kanola yağı,mısır irmiği,fruktoz var. Soya,mısır ve kanola dünyada üretimi en yaygın GDO’ lu ürünlerdir. Bu ürünlerden soya ve mısır yem amaçlı olarak Türkiye’ye de ithal ediliyor. Dolayısıyla “bebek mamasında kullanılan soya,mısır ve kanola ürünleri GDO’lu mu?” sorusunu akla getiriyor. Ya da Türkiye’ye yem amaçlı ithal edilen mısır veya soyadan bulaşmış olabilir.
9- Benzer bir olay daha önce ithal pirinçte de yaşanmıştı. Amerika’dan Mersin Limanı’na getirilen ithal pirinçte GDO olduğu tespit edilmiş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olaya müdahale edince analiz sonuçlarının doğru olmadığı, pirinçlerin GDO’lu olmadığı açıklanmıştı. O konuda yargı süreci devam ediyor.
10-Bebek maması tartışması ile eş zamanlı olarak GDO Yönetmeliği’ de değiştirildi. Son günlerin moda deyimi ile zaman manidar.Bu tür değişiklikler için hazırlıklar çok önceden başlar. Bebek mamasında GDO tespiti ile eş zamanlı yönetmelik değişikliği doğal olarak “gıda ürünlerinde de GDO’ ya izin veriliyor” görüşünü haklı çıkardı. Ayrıca, tepki yükselince Bakanlık açıklama yaparak yönetmelikteki binde 9 eşik değerinin sadece yem amaçlı izin verilen genleri kapsadığını duyurdu. Yönetmelik değişikliğinde “yem amaçlı gen” tanımlaması yerine “ürün” olarak belirlenmesi de ayrıca manidar.
11- Binde 9 eşik değeri ilk kez gündeme gelmiyor. Biyogüvenlik Yasası kabul edilmeden bir yıl önce 2009’da ilk kez GDO Yönetmeliği çıkarıldı. Bu yönetmelikte GDO’ lu ürünler için binde 9 eşik değeri vardı. Toplumdaki tepki üzerine Başbakan Erdoğan ve Bakan Mehdi Eker, “biz GDO’yu yasaklamak için bu yönetmeliği çıkardık” demişlerdi. Daha sonra Danıştay yönetmeliği iptal etti. 2010’da Biyogüvenlik Yasası kabul edildi ve aynı yıl yeni bir GDO Yönetmeliği çıkarıldı. O yönetmelikte eşik değere yer verilmedi. Özellikle yem sanayicileri ve gıda firmaları eşik değerin belirlenmesi için yoğun kulis çalışmaları yaptı. Şimdi 5 yıl öncesine dönüldü ve binde 9 eşik değer kabul edildi.
12- Eşik değer belirlendiğine göre, yasada ve 2010’da çıkarılan GDO Yönetmeliğine göre etiket sitemine de geçilmesi gerekiyor. Ürünlerin etiketinde GDO olup olmadığı mutlaka yazılmalı. Tüketici o zaman tercihini yapar.
Özetle, genetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili tartışmalar önümüzdeki günlerde de sürecek. Analiz sonuçları hep tartışılacak. Oysa, sahip olduğu tarımsal potansiyel değerlendirildiğinde, Türkiye’nin genetiği değiştirilmiş hiç bir ürüne ihtiyacı olmayacak.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

GDO: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler