Danıştay'ın GDO kararı…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Danıştay'ın GDO kararı…

17 Aralık 2013

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Ara 17, 2013

Danıştay, Genetiği Değiştirilmiş(GDO) 2 mısır geni ile ilgili çok önemli bir karar aldı. Bu karar, bir süredir gündemden düşen GDO tartışmalarını yeniden alevlendirdi.Alınan karar hayvan yeminde kullanılmak üzere GDO’ lu ürünlerin ithalatını, yem ve hayvancılık sektörünü doğrudan etkileyecek.
Okurlarımız hatırlayacaktır. 20 Mart 2012 tarihli DÜNYA Gazetesi’nde “Avrupa’nın yasakladığı GDO’ lu mısıra Türkiye izin verecek mi?” başlığıyla bu sütunda yazdık. Danıştay yaklaşık 21 ay sonra Avrupa’nın yasakladığı GDO’ lu MON810 ve MON88017xMON810 mısır çeşidi ve ürünlerinin ithalatını öngören Biyogüvenlik Kurulu’nun 2 kararının yürütmesini durdurdu. Avrupa’da yasak olan bu iki gen Türkiye’de de bir anlamda yasaklandı.
Bu noktaya nasıl gelindi ve bundan sonra ne olacak?
1- Türkiye’de genetiği değiştirilmiş ürünlerin üretimi yasak. Hayvan yemlerinde kullanılmak üzere ithal edilecek genetiği değiştirilmiş ürünlere ise Biyogüvenlik Kurulu karar veriyor. Kurul bugüne kadar genetiği değiştirilmiş 16 mısır ve 3 soya genine izin verdi.
2-GDO`ya Hayır Platformu’nu oluşturan örgütlerden Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Ekoloji Kolektifi ve Tüketici Hakları Derneği başvurdu. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Biyogüvenlik Kurulu`nun 24.12.2011 tarih, 28152 sayılı Resmi Gazete`de yayınlanan MON810 ve MON88017xMON810 mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verilmesi yönündeki 16 ve 18 no’ lu kararlarının yanı sıra 29.04.2010 günlü “GDO ve Hükümlerine Dair Uygulama Talimatı”nın yürütmesini durdurdu.
3- Danıştay, yürütmeyi durdurma gerekçesinde, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde, insan sağlığının, çevre sağlığının, biyolojik çeşitliliğin ve gıda güvenliğinin söz konusu olduğu durumlarda, taraf devletlerin konuya ihtiyatilik (öntedbirci) ilkesi çerçevesinde yaklaşmaları gerektiği vurgulanıyor.
4- Türkiye Yem Sanayicileri Birliği İktisadi İşletmesi, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Derneği, Yumurta Üreticileri Birliği tarafından genetiği değiştirilmiş söz konusu iki mısır çeşidinin Türkiye`de yem olarak ithalatına ve piyasaya sürülmesi için yapılan başvuru neticesinde verilen ithalat izninin hukuka aykırı olduğu Danıştay tarafından karara bağlandı.
5- Danıştay kararındaki en dikkat çekici noktalardan birisi ise, ithalatına izin verilen 2 mısır çeşidinin incelenmesi için Biyogüvenlik Kurulu tarafından oluşturulan Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi`nin değerlendirme raporlarının referans alınması. Danıştay diyor ki, sizin hazırlattığınız raporlarda transgenik ürünlerin gen aktarımı yönteminin ürettiği besin değeri, alerjik ve toksik etkileri ile çevreye olası gen geçişlerinden kaynaklanabilecek risklerinden açıkça bahsediliyor. Bu risklerin göz ardı edildiği ifade ediliyor.Anılan değerlendirmeler karşısında, söz konusu genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin hayvan yemi olarak kullanılmasının insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevreye ve biyoçeşitliliğe zararlı olmadığı, dolayısıyla güvenli olduğu sonucuna ulaşabilmenin hukuken olanaklı olmadığı vurgulanıyor.
6- Danıştay’ın yürütmesini durdurduğu “GDO ve Hükümlerine Dair Uygulama Talimatı” ithalatına izin verilen mısır ve soya genlerinin izlenebilirliği ile ilgili uygulamaları kapsıyor.
Yürütmenin durdurulması kararının yansımaları ne olacak?
Hükümet, Danıştay’ın kararını uygularsa 2 mısır geni ithal edilemeyecek. Uygularsa diyoruz. Çünkü bir çok konuda Danıştay kararları yok sayılıyor. Hatta şu günlerde Danıştay’ı işlevsiz kılmak için hükümetin yasal düzenleme hazırlığında olduğu biliniyor.
Danıştay’ın kararı ile Biyogüvenlik Kurulu’nun Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi`nin raporlarının güvenilmez olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Çünkü, daha önce de yazdığımız gibi o raporlar “kes yapıştır” yöntemi ile hazırlanıyor. Hiç bir deneme, uygulama, laboratuar araştırması yapılmadan hazırlanan bu raporlarda uzun uzun GDO’lu ürünlerin zararları anlatıldıktan sonra “ithal edilmesinde sakınca yok” deniliyor. Raporlara kimse güvenmiyordu. Danıştay kararıyla bu raporların hukuki geçerliliğinin de olmadığı saptanmış oldu.
Özetle, Genetiği Değiştirilmiş ürünlerin üretimi zaten yasak. Danıştay’ın kararı ile ithalatı da sorunlu hale geldi. Türkiye gibi tarımsal potansiyeli yüksek bir ülkenin GDO’lu hiç bir ürüne ihtiyacı yok. Son 10 yılda mısır üretimi 2 milyon tondan 5 milyon tona çıkaran Türkiye, doğru tarım politikaları ile ihtiyacı olan ürünlerin tamamını GDO’ suz üretebilir.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

GDO,Hayvancılık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler