Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Zeytine prim…

30 Ekim 2013

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Zeytin hasadı başladı. Geçen hafta sonu Akhisar’da hasat şenliği yapıldı. Bu hafta sonu da Ayvalık’ta geleneksel “Zeytin Hasat Şenliği” var.Yıllardır hasat döneminde bir dizi etkinlik yapılıyor. Bu etkinliklerin bir bölümüne devletin en üst düzey bürokratları, siyasetçiler kimi zaman bakanlar katılıyor. Her seferinde zeytin ve zeytinyağı üretimi, ihracatı, verilen destekler konuşuluyor. Zeytinciler ısrarla zeytine prim desteği istiyor. Ankara’dakiler de prim vermemek için adeta yeminliler.Oysa zeytine verilecek primin devlete bir yükü yok. Aksine vergi gelirleri ile bu işten daha karlı çıkacak.Geçen Hafta Bursa’da ziyaret ettiğimiz Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, zeytin primi ile ilgili yaptıkları çalışmayı anlattı. Zeytine kilo başına verilecek 50 kuruş primin hesabını yaparak ilgili herkese göndermişler. Tablo şöyle:
Türkiye’nin yıllık ortalama sofralık zeytin üretimi 400 bin ton. Sofralık zeytinin üreticiden alış fiyatı ortalama 2 lira. Zeytin alımı için ödenen para 800 milyon lira. Üreticiye kiloda 50 kuruş prim için gerekli olan kaynak 200 milyon lira.
Zeytin üreticiden tüketiciye ulaşırken en az 3 kez el değiştiriyor. Ortalama tüketici satış fiyatı 4 liradan hesaplandığında nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar 4.8 milyar liralık bir değere ulaşıyor.
Devlet verdiği primle ürünü kayıt altına almak suretiyle ortalama yüzde 3 stopajla 24 milyon lira gelir elde edecek. Yüzde 20’den gelir veya kurumlar vergisi tutarı 288 milyon lira yine devletin kasasına girecek. Ayrıca zeytinde yüzde 8 olan Katma Değer Vergisi(KDV) geliri de 128 milyon lira olacak. Devlet vereceği 200 milyon liralık zeytin primine karşılık 440 milyon lira vergi alacak.
Denilebilir ki, devlet zaten bu vergiyi alıyor.Neden 200 milyon lirasını prim olarak üreticiye versin?
Devlet ne yazık ki bu vergiyi alamıyor. Daha doğrusu en iyimser tahminle yarısını alabiliyor. Çünkü yılda ortalama 400 bin ton sofralık zeytinin yarısı kayda girmiyor. Vergilendirilmiyor.
Zeytine 50 kuruş prim verildiğinde kayıt dışındaki yüzde 50 üründe kayıt içine alınacak. En az 220 milyon lira ek vergi geliri elde edilecek. Bunun 200 milyon lirası üreticiye prim olarak verilecek ve 20 milyon lirası devlete kalacak.
Marmarabirlik yöneticilerinin yaptığı bu hesapta eksiklikler olabilir. Fakat mantık ve yol doğru. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı son dönemde bir çok ilde veya ürün bazında “ortak akıl” toplantıları yapıyor. Bakanlık zeytin konusunda da Marmarabirlik, Tariş, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Odalar, Borsalar ve üretici ile sanayicilerin temsilcilerini bir araya getirerek “ortak akıl” toplantısı ile bu konuda daha kapsamlı bir çalışma yapabilir. Çıkacak sonuç hükümete sunulur ve zeytine prim desteği sağlanabilir.
Zeytine verilecek prim sadece üreticiye yarar sağlayacak bir gelir değil. Aynı zamanda ihracatçıya, sanayiciye ve tüketiciye de büyük yarar sağlar. Zeytinde merdiven altı üretimin önüne geçilerek halkın sağlıklı, güvenilir ürünler tüketmesi sağlanmış olur. Sektörde haksız rekabet önlenmiş olur.
Marmarabirlik, Tariş ve markalı üretim yapanlar devlete vergisini verirken, merdiven altı üretim yapanlar devlete bir kuruş vergi vermedikleri gibi insan sağlığını da hiçe sayıyorlar. Zeytini karartmak ve parlatmak için tekstil boyası ile boyandığını kimse unutmasın.
Özetle, zeytin ve zeytinyağı sektöründe son yıllarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Devletin verdiği destekle zeytin alanları genişledi. Zeytin ağacı sayısı 90 milyondan 160 milyonun üzerine çıktı. Zeytin ve zeytinyağı üretimi bu sene iklim koşullarına bağlı olarak düşse de orta vadede hep artacak. Dolayısıyla bu ürünün kayıt içine alınması, sağlıklı ve güvenilir koşullarda tüketiciye sunulması için zeytinyağında olduğu gibi sofralık zeytine de prim verilmesi şart. Prim verilen diğer ürünlere bakıldığında hep ana ürüne destek veriliyor. Yani ayçiçeğine, mısıra, soyaya, kanolaya, pamuğa prim veriliyor. Onlardan elde edilen yağa değil. Yıllar önce zeytinyağında tüketim ve fiyat sorunu yaşandığı için zeytinyağına prim verildi. Doğruydu. Ama sofralık zeytin üretenlerin suçu ne? Zeytine de prim verilmeli. Ya da Avrupa Birliği’ndeki gibi alan bazlı olarak desteklenmeli.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler