7 soruda tohumculuk

·

27 Ocak 2011

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

7 soruda tohumculuk

27 Ocak 2011

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

Tohumculuk sektörü yine gündemde. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tohumculukta çok büyük başarılar elde ettiklerini ancak bunun bilinçli olarak göz ardı edildiğini söylüyor. Eker, “Tohumda yanlış bilinenler”  başlığıyla 10 milyon mektup gönderdi. Mektupta bakanlığın gözü ile tohumculuktaki gelişmelere yer verildi. Bakanlık, başarılı olduğuna inandığı hububat tohumu üretimine ayrıntılı olarak yer verirken, dışa bağımlılığın yüksek olduğu sebze tohumculuğuna fazla yer vermedi.Tartışmaların sürdüğü şu günlerde, Anayasa Mahkemesi 5 yıl önce kabul edilen Tohumculuk Yasası’nın bir maddesini iptal etti. İptal kararı sektörü nasıl etkileyecek?  Türkiye’de tohumculuk sektöründe neler yaşanıyor? Yazı işleri Masaında tartışılan  bu konuyu DÜNYA Yazarı Ali Ekber Yıldırım inceledi.İşte 7 soruda tohumculuk sektörü:
1- Hibrid tohum nedir? GDO ile ilgisi varmı?
Hibrid veya melez tohum, aynı bitki türüne ait ve uzak akraba konumunda olan iki doğal bitki kümesi veya popülasyonundan (örneğin A ve B) seçilen saf hatların veya bireylerin birbirleri ile çaprazlanması (A x B) sonucunda elde edilen ilk nesil (f1) melez tohumlardır. Hibrid tohumlar sadece bir kez kullanılabilir. Bu nedenle her yıl yeniden satın alınması gerekiyor. Hibrid– melez tohumlar ıslah edilirken genetik mühendisliği teknikleri kullanılmadığı gibi, bu tohumlar başka canlı türlerine ait gen taşımazlar. Bu nedenle kamuoyunda yaygın olarak bilinenin aksine  hibrid tohum genetiği değiştirilmiş(GDO) tohum değildir.
2-Türkiye’nin tohum üretimi ne kadardır?
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tohumculuk Daire Başkanlığı verilerine göre, Türkiye’nin  2009’da toplam tohum üretimi 385 bin 61 ton oldu. Bu üretimin çok büyük bölümünü  hububat ürünleri oluşturuyor. Buğday tohumu üretimi 227 bin 852 ton ile ilk sırada yer alırken, arpa tohumu üretimi 36 bin 144 ton, mısır tohumu üretimi 28 bin 921 ton olarak gerçekleşti. Patates tohumu üretimi 58 bin 877 ton olarak gerçekleşirken, pamuk tohumu üretimi de 10 bin 811 ton oldu. En çok tartışılan sebze tohumu üretimi 2 bin 758 ton oldu. Türkiye’nin toplam tohum pazarının büyüklüğü 600-650 milyon dolar büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor.
3- Tohum ithalatı ve ihracatında durum nedir?
Türkiye’nin 2002 yılında 19 bin 227 ton olan tohum ithalatı 2009 yılı itibariyle 30 bin 267 tona ulaştı.  Tohum ihracatı ise  aynı dönemde 8 bin 112 tondan 21 bin 816 tona ulaştı. Tohum dış ticaretine sadece miktar olarak bakmak yanıltıcı olur. Çünkü hububat tohumu ile sebze tohumu arasında çok büyük fiyat farkı var. Bu nedenle tohum dış ticaretinde miktardan çok değere bakmakta yarar var. Türkiye, 2009’da 71 milyon dolarlık tohum ihraç etti. En fazla ihracat yapılan ülkeler arasında İtalya, Ukrayna, Fransa, Rusya , Almanya ve İspanya bulunuyor. Aynı dönemde Türkiye’nin tohum ithalatı ise 150 milyon dolar oldu.Dış ticaret verilerine göre Türkiye tohumda net ithalatçı konumunda.
4- Türkiye, tohumculukta kendi kendine yeterli bir ülke midir?
Hububat tohumunda Türkiye, kendi kendine yeterli konumda. Fakat, sebze tohumu üretiminde Türkiye kendi kendine yeterlilikten çok uzak. Bazı ürünlerde tohumluk ithalatı her geçen yıl artıyor. 2002’de hibrid mısır tohumu ithalatı 784 ton iken 2009’da 4 bin tona ulaştı. Sebze tohumu ithalatı ise aynı dönemde 1148 tondan  2 bin 498 tona çıktı.Türkiye, sebze tohumunda  yüzde 30’unu iç piyasadan karşılarken yüzde 70’ini ithal ediyor. Hedef 2013’te yerli sebze tohumu üretimini en az yüzde 50’ye çıkarmak.
5- Tohumculukta kamu özel sektör payı nasıl bir seyir izliyor?
Tohumluk üretiminde özel sektörün payı hızla artıyor. Pek çok tohum çeşidinde özel sektörün payı yüzde 100 oranında. 1995 yılında  buğdayda yüzde 3, Arpa’da yüzde 4, pamukta yüzde 1 ve yem bitkilerinde yüzde 10 olan özel sektör tohum üretim payı 2009 sonu itibariyle buğdayda yüzde 45’e, arpada yüzde 49’a, pamukta yüzde 100’e ve yem bitkilerinde yüzde 59’a ulaştı. hibrid mısır, hibrid ayçiçeği, patates ve sebzede özel sektörün payı yüzde 100. Verilerden de anlaşılacağı üzere kamu kesimi tohum üretimini büyük ölçüde özel sektöre bırakmış görünüyor.
6- Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı destekleniyor mu?
Evet, destekleniyor. Tarım Bakanlığı tarafından, yapılan desteklemelerle, yurt içi üretim ve yatırım yapan özel sektör tohumculuk kuruluşlarının alt yapılarını güçlendirmek, tohumluk üretim kapasitelerini artırmak, teknoloji transferi gerçekleştirmek, ihtiyacın ithalatla karşılanması yerine yurt içi üretimden sağlanması ve ithalatın azaltılmasını sağlamak, kamu tohumluk üretimi yerine, özel sektör üretiminin artırılması ve kamu yükünün hafifletilmesi hedefleniyor. Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye, teknoloji kullanımına ve çevre koruma önceliklerine göre bitkisel üretim faaliyetinde, yurt içinde üretilip sertifikalandırılan tohum kullanan çiftçilere dekar başına destekleme ödemesi yapılıyor.Tohumculuk sektörünün uluslararası rekabete uygun bir şekilde gelişmesini sağlamak için, yurtiçi tohumluk üretiminin yetersiz olduğu bazı türlerde, yurt içinde sertifikalı tohumluk üreten/ürettiren özel sektör tohumculuk kuruluşlarına yurtiçi sertifikalı tohumluk üretimi desteği ödenmektedir.
Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı destekleme kapsamında 2009 yılı sonu itibariyle 438 bin çiftçiye 182 milyon lira sertifikalı tohum kullanımı, üreticilere de 28 milyon lira üretim desteği ödendi.
7- Tohumculuk Yasası ne zaman değiştirildi? Anayasa Mahkemesi Yasası’nın hangi maddesini iptal etti?
Tohumculuk Yasası 2006’da değiştirildi. Anayasa Mahkemesi, Ana Muhalefet Partisi CHP’nin başvurusu  üzerine, Yasada  15’inci maddede yer alan ‘gerek gördüğünde kamu bazı yetkilerini özel hukuk tüzel kişiliklerine devreder’ hükmünü 8’inci maddedeki ‘denetim’ faaliyeti açısından iptal etti. Denetim yetkisinin özel hukuk tüzel kişilerine devrini uygun görmedi. Uygulamayı etkileyecek bir iptal değil. Tohumculuk konusunda çalışmaları ile bilinen Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya’ya göre, Kanunun 15. maddesinde tohumculukla ilgili Tarım ve Köyişleri Bakanlığının üretime yön verme, sertifikasyon, tohumluk ticaretine yön verme, piyasa denetimi gibi yetkilerinin Türkiye Tohumcular Birliğine, Üniversitelere veya özel hukuk tüzel kişilerine (örneğin şirketlere) verilmesi öngörülüyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı denetim hariç, diğer yetkilerin devredilmesini engellemiyor.

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Hasan Zebirli 29 Ocak 2011 - 12:50 - Yanıtla

    Tohumculukta yaşanan gelişmeler ciddi gelişmelerdir. 2003 yılından bu yana alınan tedbirler, yasal düzenlemeler, desteklemeler ile alınan mesafe şartlar oluştuğunda bu ülkede neler yapılabileceğinin bir ifadesidir. Hibrit sebze tohumculuğunda bile yerli üretimde %1-2 gibi rakamlardan %40 gibi rakamlara ulaşıldı.

    Bu gelişmeler elbette yeterli değil. Ama güzel şeyler yapıldığı da ortada. Artık insanlarımız, özel kuruluşlarımız konuşmak yerine yapmayı tercih ediyorlar ve yapıyorlar. Konuşanlar ise yine her zaman olduğu gibi var. Onların işi olumsuzluktan kendilerine iş çıkarmaktır.

    Onlar konuşa koysunlar. Türkiye artık İsrail’den ABD’den Fransa’dan hibrit tohumluk almaya mahkum bir ülke değil, ihtiyaçlarının önemlibir kısmını karşılayan ve dışarıya tohum satabilen bir konuma gelmiştir.

    Islahçı hakları kanunu, tohumculuk kanunu bir çoğunun söylediği gibi ülkenin zararına değil, faydasına neticeler vermiştir ve verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biyogüvenlik Yasası’ndan da olumlu neticeler bekliyorum. Korku duvarlarını yükseltmek korkakların ve kendine ve bilgisine güvenemeyenlerin işidir. Küreselleşen dünyada küresel bilgi, verimlilik ve rekabete sahip olmayanlar ancak korku senaryoları üretir. Ülkemiz her alanda başarıya layıktır, başarma gücüne sahiptir. Tek korkulardan kurtulsun, kimliğini kaybetmeden, haklarını ve sorumluluklarını bilerek bilgi ve teknoloji ülkesi olabilsin.

    TV ekranlarında kocaman kocaman profosörlerin ne kadar yanlış bilgilerle insanların vakitlerini aldıklarına şahit oluyoruz. Hibrit tohumu bilmeyen, hibritin mekanizması hakkında kafası karışık, ebter othum diye korku salan, GDO ile karıştıran sözde bilim adamlarının ülkesinde hallolması gereken ciddi sorunlar var demektir. Bunlar böyleyse vatandaş ne yapsın.

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler