Hayvan sayımı…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Hayvan sayımı…

18 Ocak 2011

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Oca 18, 2011

Türkiye’de nüfus sayımı 5 yılda bir yapılır.
Hayvan sayımı ise sadece son iki yılda üç kez yapıldı. Şimdi dördüncüsü yapılıyor.
‘Nüfus sayımı ile hayvan sayımı arasında nasıl bir ilişki var’ derseniz?
Ülkenin nüfusu arttıkça, hayvan varlığı azalıyor. Oysa tersi olmalı. Artan nüfusun et ihtiyacının karşılanması için hayvan varlığının da artması gerekiyor. Fakat bunu gözeten bir politika ve uygulama yok.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın en kolay yaptığı işlerden biri hayvan sayımı yapmak. Bu nedenle aklına estikçe hayvanları sayıyor.
Şu günlerde bir sayım daha yapılıyor. İnanmayacaksınız ama Bakanlık, kendisine bağlı Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü’nde, eski adıyla devlet üretme çiftliklerinde bile sayım yapıyor. Yani Bakanlık, kendi hayvanlarının sayısını bile bilmiyor olacak ki, kendi elemanı ile kendi hayvanlarını sayıyor.
Daha önce hayvan sayımının nasıl yapıldığını yazmıştık. Yapılan sayımlar ve sonrasında nasıl bir politika uygulandığını da.
Aralık 2009 sonunda yapılan ilk sayımda 1 milyon 717 bin besi hayvanı olduğu tespit edildi. Sadece 45 gün sonra 15 Şubat 2010’da hayvanlar ikinci kez sayıldı. Bu kez hayvan sayısı 2 milyon 90 bin olarak belirlendi. İki ay sonra Nisan 2010’da bir sayım daha yapıldı ve hayvan varlığı her sayımda biraz daha artarak 2 milyon 200 bin başa ulaştı.
Bu sayımlardan sonra Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker: “yeterli sayıda hayvanımız var, ithalata gerek yok” dedi. Bir hafta sonra ithalat çalışmaları başladı.
Ondan sonrasını biliyorsunuz. Canlı kasaplık hayvan ithalatı ile başlayan süreç, besilik hayvan, kurbanlık hayvan ve nihayetinde karkas etle devam etti.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, hayvan sayımına yeniden başladı. Bakalım bu sayımdan nasıl bir sonuç çıkacak ve ülkenin başına nasıl bir çorap örülecek?
Daha önce olduğu gibi yine sağlıklı bir sayım yapılamadığı görülüyor. Sayım nasıl yapılıyor?
Bakanlık, taşradaki tarım teşkilatına, tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir yazı gönderiyor. “İlinizdeki hayvan sayısını bize acilen bildirin” diye. Bu yazı genellikle Perşembe veya Cuma günü gönderiliyor, sayım sonucunun birkaç günde Ankara’ya bildirilmesi isteniyor. Hafta sonu tatilini iple çeken personel, hafta sonu hayvan sayımına çıkarılıyor. Araba yok, araba olsa benzin yok. Birliklerden araç temin ediliyor. Ama bu kadar kısa sürede işletmelerin hepsini gezmek olanaksız. Ne yapılıyor? Muhtarlara gidiliyor. Bir önceki sayımın üzerine birkaç hayvan eklenerek Ankara’ya bildiriliyor. Eksik bildirilse, tarım il veya ilçe müdürlüğü başarısız ilan edilecek. Bu nedenle yapılan sayım sağlıklı değil.
Son sayımdan bu yana ülkeye çok miktarda ithal hayvan da girdi. İşler daha da karmaşık hale geldi.
Bu sayımdan çıkacak sonuç ne olursa olsun bundan yararlanmayı bilmeyen bir bakanlık var. Kaldı ki, Bakanlık kendisi de sayımın sonucuna inanmıyor. İnansaydı bir haftada fikir değiştirilmez bu kadar çok ithalat yapılmazdı.
Yapılan bu sayımla ithalatın yarattığı tahribatın boyutu mu tespit edilecek.
Hiç sanmıyoruz. Çünkü, bir zamanlar övünçle bahsedilen ve daha sonra bakanlıkça “spekülatör” ilan edilen dev işletmeler besicilikten çekildiğini açıklıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı “önemli değil” diyor. Türkiye’de besicilik tamamen bitse de Bakan’ın umurunda değil. O’nun için önemli olan ne pahasına olursa olsun et fiyatını düşürmek. Et fiyatı ne kadar düştü?
Tüketiciye yansıması ne oldu?
Türkiye’ye son 6 ayda kasaplık canlı hayvan ve karkas et olmak üzere yaklaşık 100 bin ton ithal et girdiği tahmin ediliyor. Buna göre, son altı ayda piyasada satılan her üç kilo etten bir kilosu ithal et olmasına rağmen marketler, kasaplar etiketlerine “ithal et” ibaresini yazmıyor. Bir çok büyük market zinciri ucuz ithal eti yerli et fiyatına satıyor.
İthal et ile yerli et arasında en az 4-5 lira fiyat farkı olmasına rağmen ithal etin yerli et fiyatına satılması ithalatçılara ve satıcılara haksız kazanç sağlarken, sadece yerli et satanlar için haksız rekabete neden oluyor.
Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, marketlere karkas etin kilosunu 12 liradan verdiklerini belirterek: “Bizim ithal ettiğimiz etler, Avrupa’nın en kaliteli etleri. Her türlü sağlık koşuluna uygun. Testlerden geçiyor. Hiçbir olumsuz tarafı yok. Biz Avrupa’dan kilosunu 4.5 Avrodan alıyoruz. Fakat bende hayret ediyorum. Marketler bu etin ithal olduğunu söylemiyorlar. Etiketlerine yazmıyorlar. Eti satanlar üzerine “ithal et” yazmadıkları gibi tüketici olarak et almaya gittiğimizde 24-25 lirayı görmek beni de üzüyor. Fakat kurum olarak bir şey yapamıyorum” diyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’de sık sık ucuz ithal etin pahalıya satılmasından üzüldüğünü ifade ediyor.
İthal et ile yerli etin aynı fiyata satılması ve pek çok yerde karıştırılarak satılmasının ithalatı yapan ve eti satan marketlere fahiş kar sağlarken tüketici aldatılıyor. Bakan Eker, bu durum karşısında gereğini yapmak yerine çaresiz, üzüntülerini ifade ediyor.
İthalat tam gaz devam ediyor. 14 Ocak Cuma günü Resmi gazete’de yayınlanan tebliğ ile ithalatta BSE (deli dana ) belgesi zorunluluğu da kaldırıldı.
Herkes afiyet olsun!

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. ERGİN KAHVECİ 19 Ocak 2011 - 09:24 - Yanıtla

    Sevgili Yıldırım;
    Zaman zaman sizi takip ediyorum. Bir gazeteci olarak sizi tarıma ayırdığınız zamanınız için teşk etmek istiyorum. Ama dah öte bir şey söylemek istiyorum. Bir tarımcı olarak, 30 yıldır bizim dilimiz yaprak oldu. Ama duvarlog’tan iletişimden öteye gidemedik. Doğrusu ben tanıdığım yönetim anlayışları nedeniyle olanlar karşısında hayrete düşmüyorum. Son derece normal!. Çünkü Allah tarımı, mevcut tarımcı anlayışlarından esirgesin…

  2. mehmet tekten 19 Ocak 2011 - 22:08 - Yanıtla

    BU BİR KIYAMET ALAMETİ
    ehli olmayan kişiyi getirtip bakan yaparsanız olacağı bu
    onun işi brokrat bakanlıktan anlamaz anca brokrasi yapsın kürtlere şirin görünmek icin getirtti oturttular oda üreticiye oturtu
    hesap bilmeyen kasap ya bıcak kırar ya masat çiftcinin durumu icler acısı
    Önce ithalat yok dedi milleti güvendirip pahalıya üreticiye dana aldırdı sonra ithalat kapılarını ardına kadar açıp üreticiyi zarar sürükledi bu da yetmezmiş gibi millete faizsiz kredi peşkeşi cekti zengine ilaç fakire zehir olacak bi uygulama yaptı yarının ne olacağını bilmeden üretici aldı koydu danaları sonra büyük firmalar hamballıktansa et ithalatının daha karlı olduğundan besi işini bıraktılar ya ciftci ne yapsın üretici ne yapsın
    bakan orda caka satsın et fiyatlarını düşürdük diye ama düşen bişe yok giren yine ciftciye girdi yine al satcılar kazandı şu an karkas fiyati 12 13 tl arası ama kasaptaki fiyat 28 lira hani ucuz et hani üreticinin hakkı
    sorumsuz bakan görmüyormu körmü daha kötüye giden bu durumu haala et ithalatını durdurmadı yapabiliyorsa et ithalatı yapıp pahalayı satanlara bi önlem getirse yaa
    ciftcinin on senesini çaldılar ve haala çalmaya devam ediyorlar üreticinin haali krediler ödenmeye başlayınca iyici işler acısı olacak
    BAŞBAKAN DUYSUN KINA YAKSIN EKERE O MEVKİDE OTURTSUN

  3. Hasan Demir 20 Ocak 2011 - 14:19 - Yanıtla

    merhaba
    Uzun zamandır sizleri takip ediyorum.öncelikle bu meslekte hizmet eden biri olarak size minettarım.Hayvancılığın bu noktaya gelmesi bizleri isyan noktasına getirmiştir.Tarım Bakanlığı sınırsız et ithalatı yaparak kimlere hizmet ediyor anlamış değilim.Üretici perişan her geçen gün zarar yazmaktadır.
    Benim asıl üzüldüğüm kitlesel bir tepkinin olmaması ve hepimizin bu durumu kabullenmiş olmamız.NEREYE KADAR İTHALAT?

  4. erdal yurtseven 22 Ocak 2011 - 12:46 - Yanıtla

    ADIMA KAÇ HAYVANIN KAYITLI OLDUĞUNU ÖĞRENMEK İSTİYUROM

  5. erdal yurtseven 22 Ocak 2011 - 12:49 - Yanıtla

    adıma kaç dönüm arazi kayıtlı

  6. adilkonuk 23 Ocak 2011 - 16:54 - Yanıtla

    yapın ve görün…
    uygulayabilecekleri bir tarım ve hayvancılık politikası olmamasından dolayı uygulamalarının pekçoğunun yanlış olduğunu tarım bakanının kendiside dahil olmak üzere bakanlık teşkilatındakilere, bakanın danışmanlarına, bürokratlarına, o binadaki konuyla ilgisi olan yada olmayan herkese defalarca ve söylendi.
    bu yeri geldi televizyon programında söylendi, yeri geldi kahveyi ziyaret eden siyasiye söylendi, yeri geldi açılışa gelen vekile yada bakana söylendi. bakan tv. programına yandaş almadan çıkamaz hale geldi, hakkında yapılan yazı yada yorumlara cevap veremez hale geldi. ama bu arada ne oldu? bu kadar insanın geleceği, bunca üreticinin emeği ve ekmeği elinden alındı.
    yıllardır hastalık bahane edilerek yurda sokulmayan canlı hayvanlar (şimdiye kadar bir vesile ile ithalatı engelleyen ve buna bütün güçleriyle direnen vatanın evlatlarını tebrik ediyorum onlara teşekkürü borç biliyorum) şimdi devletin desteğiyle, kredisiyle,yurda giriyor ve bu sayede geleceğiniz-geleceğimiz BİTİYOR. çok acı. pembe gözlüklerinizi artık çıkartın millet…
    acilen tedbir alınmalı.
    bunun için bakan, bürokrat, kabine, sanayici,sivil toplum kuruluşu, meslek odası yada neyin değiştirilmesi yada yeniden yapılandırılması gerekiyorsa biran önce değiştirilsin yada yapılandırılsın. daha hayvan sayısını bilmeyen insanlar az yada çok diye yorumda bulunuyor. neye göre yada kime göre?? önemli değil diye neye denir bilmeyenlere açıklayayım. bin tane bilyen vardır, bir tanesi kırılmıştır. işte buna önemli değil dersin. ama zaten 5-10 tane firma varsa bunlarda ithalat bizi bitiyor biz çekiliyoruz derse işte sende o zaman önemli değil dersen olmaaz. herşey ortada değilmi??
    bunca insan bize alenen zarar veren işlerle uğraşacağına biraz kendine çeki-düzen versin.
    tekrar ediyorum geleceğiniz ve geleceğimiz yanlış politikalar ve basiretsizlikten dolayı BİTİYOR. benden söylemesi…

Hayvancılık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler