Tütün piyasası …

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tütün piyasası …

04 Ocak 2011

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Oca 4, 2011

Tarımda bir gelenek daha tarihe karıştı. Devletin fiyat açıkladığı dönemlerde tütün piyasasının açılışı büyük bir heyecanla beklenirdi. Seçim olan yıllarda fiyat yüksek olduğu için davul zurna eşliğinde kutlamalar yapılırdı. Fiyatın düşük açıklandığı yıllar üreticiler hükümeti protesto eder, eylemler yapardı.
Tütünde ne piyasa kaldı ne de üretim. Bundan 9 yıl önce 9 Ocak 2002’de yürürlüğe giren Tütün Yasası ile sözleşmeli üretime geçildi. Uluslararası sigara tekelleri ve onların tütün tedarikçileri üretici ile sözleşme yaparak tütün üretimini gerçekleştiriyor. TEKEL’in 2009 itibariyle özelleştirilmesi ve tütün piyasasından tamamen çekilmesi ile meydan çok uluslu sigara şirketlerine kaldı. Çaresiz ve desteksiz tütün çiftçisi çok uluslu sigara şirketleri ile sözleşme yaparak tütün üretiyor. Bu yapıda tütün üretiminin sürdürülebilir olması çok zor. Nitekim, üretim hızla düşüyor. Türkiye, tütün üretiminden çıkıyor, çıkarılıyor.
Sözleşmeli üretim ilk olarak 2003 üretim yılında başladı. Ülke genelinde 334 bin 296 üretici ile 183 bin 719 hektar alanda 150 bin 128 tonluk tütün üretimi için sözleşme yapıldı. 2010’da üretici sayısı 65 bin 339’a tütün ekimi yapılan alan 80 bin 977 hektara ve üretim 63 bin 975 tona geriledi.
Gerçek üretim sözleşme tutarının da altında. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2009’da 81 bin ton olan tütün üretimi 2010’da yüzde 32 düşüşle 55 bin ton olması bekleniyor. Tütün Eksperleri Derneği Başkanı Oktay Çelik 50 bin tonluk üretim olacağını söylüyor. Sözleşme gereği, üreticiden tütünün kilosu ortalama 7 liradan satın alınıyor.
Üretim azalırken tütün ithalatı her geçen yıl artıyor. Türkiye ürettiğinin neredeyse iki katı kadar tütün ithal ediyor. Geçen yıl yaklaşık 80 bin ton tütün ithal edildi.
Sigara fiyatının yüksek olması ve Doğu ve Güneydoğu’da tütün sözleşmesi yapılmadığı için bölgedeki üreticiler ürettikleri tütünü kıydıktan sonra piyasada satışa sunuyor. Büyük kentlerdeki pazar yerlerinde bit pazarlarında kıyılmış tütün satılıyor. Büyük bölümü kayıt dışı üretilen ve satılan bu tütünlerin alıcısı da arttı. Basit sigara sarma makinası ile sigara imal edip içenlerin sayısı artıyor. Ülke genelinde yaklaşık 10 bin ton kıyılmış tütün satıldığı tahmin ediliyor.
Dünyadaki tütün ve sigara piyasasındaki gelişmelere bakılırsa Türkiye, tütüncülükte çok önemli bir avantaja sahip. Dünyada özellikle Amerika ve Kanada’da sigara da katkı maddelerinin yasaklanması gündemde. Amerikan blend sigaralarının yerini natürel tütünden elde edilmiş sigaraların alması bekleniyor. Türkiye iyi bir tütün politikası ile dünyanın en önemli tütün ve sigara üreticisi olabilir. Fakat, hükümetin ne gündeminde ne de tarım politikasında tütün yok.
Üretimi artırmak bir yana piyasayı ithalata teslim etmek için özel çaba harcanıyor. Yeni yıla girerken tütün fonu kesintisinde indirim yapılması, tütün üretiminin değil, ithalatının destekleneceğini gösteriyor.
Tütün Eksperleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Çelik, tütün fonunda yapılan indirimle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Tütün Fonu; Virginia, Burley ve vasıflı şark tipi tütün ekiminin iyileştirilmesi, geliştirilmesi, tütün ekicilerinin desteklenmesi ve eğitilmesi, tütün borsasının kurulması, tütün üretici kooperatiflerinin finansmanı, sektörce kurulacak hangar ve kurutma tesisi gibi yatırımların, ülke dışında Türk tütününden mamul sigara fabrikalarının kurulması, TEKEL’ in tütün mamullerinin, ihracatının, desteklenmesi, amacıyla, çıkarılmıştı.
Tütün fonu amacına uygun kullanılmamakla birlikte ithalata karşı piyasayı koruması bakımından ülkemiz tütün sanayicisini ve tütün üreticisini korur nitelikte ve sigara üretiminin de ithalat yerine yurt içinde üretilmesini teşvik eder mahiyetteydi.
30/12/2010 tarihinde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Bazı Mallara Uygulanacak Tütün Fonu Tutarı ton başına 3 bin dolardan 2 bin 250 dolara düşürüldü.
Bu güne kadar Tütün Fonu’nun amacına uygun kullanılmaması nedeniyle;
Ülkemizde tütün üretimi azaldı. Buna karşılık 1988’de sadece 600 ton olan ithalat 2010 yılı sonu itibarıyla 80 bin tona ulaştı. Ülke ekonomisi büyük zarar gördü.
Sadece tütün yetiştirilebilen kıraç toprakların yarattığı katma değer ortadan kalktı. Kıraç topraklar erozyona, üreticileri ise büyük kentlerin varoşlarında işsizliğe mahkûm edildi.
Tütün Fonu’nun amacına uygun kullanılmaması nedeniyle oluşan kayıplar, Bakanlar Kurulu Kararı ile daha da artacaktır.
Bu kararla “Avrupa Komisyonu Türkiye 2010 İlerleme Raporu”nda Tütün Fonu konusunda ülkemizden istenenden daha fazlası Avrupa üzerinden çokuluslu sigara şirketlerine yeni yıl hediyesi olarak ikram edildi.
Tütün Fonu’nun varlığının sadece gelir getiren bir unsur olmayıp aynı zamanda ülkemiz tütün üretiminin de sigortasıdır. İthalatı artıracak her adım tütün üretimimizi olumsuz etkileyecektir. Avrupa ve Amerika gibi ülkelerde hala üreticiler desteklenirken Türk tütüncülüğünü desteklemek bir yana onu koruyan yegane unsur olan tütün fonunun kaldırılması tütün üreticiliğinin sonu olacaktır.”
Özetle, şark tipi tütün üretiminde dünyada ilk sırada yer alan Türkiye, yanlış politikalar sonucu pek çok tarım ürününde olduğu gibi tütünden de çekilmek zorunda bırakılıyor.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Mustafa Seydioğulları 4 Ocak 2011 - 03:34 - Yanıtla

    Ali Ekber Bey,
    Merhaba,
    Öncelikle teşekkür ederiz.
    Epeydir tütün üzerine yazmıyordunuz.
    Tütün Eksperleri Derneğinin Onursal Başkanı Orhan ÖZET ve Çiftçi Dostu Sadullah USUMİ Ağabeylerimiz, 1990’lı yıllarda ülke tütün piyasasının yanlış politik tercih ve uygulamalar sonucunda çokuluslu sigara endüstrisinin egemenliğine geçeceğine işaret etmişlerdi. Siz de yazılarınızda ülke tütüncülüğü ile ilgili olumsuz gelişmeleri defalarca belirtmiştiniz. Küresel güçlere karşı, tüm olumsuzluklara karşın yılgınlığa düşmeden her zaman uygun mücadele yöntemleri olduğuna inanıyorum. Selam ve saygılar..

  2. Servet Yaprak 4 Ocak 2011 - 07:13 - Yanıtla

    Ali Ekber Bey,Tütün sektörü ile ilgili olarak yazdığınız yazıdan dolayı teşekkür ediyorum. Maalesef tütün sektörü ve tütün üreticileri uzun zamandan beri üvey evlat muamelesi görüyor ve yok sayılıyor. Tütün ürünleri tüketimi ile tütün üretimini, yaprak tütün ihracatını sürekli olarak aynı kefede değerlendirmek yapılan en büyük yanlışlardan bir tanesi.O nedenle tütün ürünleri tüketimi ile mücadeleyi tütün üreticileri ve tütün ihracatçıları ile mücadele haline dönüştürenleren bu yaklaşımdan vazgeçmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim.Saygılarımla

  3. Ahmet Hamdi Gümüş 4 Ocak 2011 - 09:20 - Yanıtla

    Merhaba Ali Ekber Bey,
    Tütünün anılarda kalmaya doğru gittiği bir dönemde yeniden ışık tuttuğunuz için, bir tütüncü olarak teşekkür ederim. Uygulanan politikalarda bir değişiklik yaşanmadığı takdirde yazınızın, Türkiye’de tütünün tarihine düşülmüş önemli bir not olacağından eminim. Dilerim karar alıcılar yazınızı okur da bir kez daha düşünür.
    Sevgi ve saygı ile.

  4. günay 5 Ocak 2011 - 02:22 - Yanıtla

    Doğduğumdan beri tütün işiyle uğraşırım.Şubatta başlar ekim ayına kadar sabah 03’00 den akşam 22’00 e kadar devam eden bir iştir.2000 den önce ortalama en kaliteliş tütün büyük rakı fiyatıne eş değerdi.Her aile ortalama 1 ton çıkarsa eline tüm masraflardan sonra bugünün parasıyla 7-8 bin tl kalırdı.Şimdi en kaliteli tütün 8 Tl kilosu.Günlük yevmiyesi adam başı 1 TL’ ye geliyor.Bziden en kaliteli tütünü 8 tl ‘ye alıyor Amerikan şirketleri 20 gramlık paketini 8 tl’ye satılyolar.Bizi amerikaya satanlara yazıklar olsun.Bzi devam edelim tütün ithal etmeye.Hakkımı helal etmiyorum.

  5. Mehmet Emin ASLAN 6 Ocak 2011 - 04:09 - Yanıtla

    Aliekber bey,
    Fakir toprakların umut ürünü Tütüne ilgi gösteren ender yazarlarımızdan birisiniz.Bu yazınızda da tütünde yaşananları hatırlatmanız nedeniyle teşekkür ederim.
    Bende 2009 yılında yüksek lisans tezimin Özet bölümünde yazdığım düşüncelerimi buraya aktararak katkıda bulunmak istedim.
    Gerçekler hep aynı ama söylenen gerçekleri duyması gereken kulaklar kapalı..
    Aşağıda belirtilen sorunlar bugünde çözülmüş değil.
    Ama kıyılmış tütün ticaretinin yasal zemine çekilmesi ile katkısız sigara üretiminin yasal zemininin hazırlanması Türk tütünü önünde yeni ufuklar açabilecek niteliktedir.Bu gün bu hususu desteklememiz ve gündeme taşımamız uygun olacaktır.
    Özellikle yasal zeminin hazırlanması ile birlikte kıyılmış tütün üreticilerinin aile işletmeleri yada kooperatif işletmeleri şeklinde kırsal kalkınma kurumlarınca desteklenerek piyasaya girmeleri de gündeme gelmelidir.Çünkü Yerinde kalkınma ve kırsalda ekonomik çeşitlilik sağlanması hususları kırsal kalkınmanın temel prensiplerindendir.Bu üreticiler kırsal kalkınma çabalarının hedef grubları için çok iyi örneklerdir.
    Çitizen saatlerinin dağ köylerinde ve aile işletmelerinde üretildiği düşünüldüğünde boşalan köylerimiz için kıyılmış, sarmaklık tütünün dağ köylerinde yada kurdukları kooperatiflerde mamul hale getirilmesi fırsat olarak karşımıza çıkmaktadır.
    Kapalı kulaklara söylemeye devam edelim.Bu nedenle çalışmamın aşağıdaki özetini de burada tekrarlayalım istedim
    saygılarımla..
    Mehmet Emin ASLAN
    Tütün Teknolojisi Yüksek Mühendisi
    ORKÖY Genel Müdürlüğü
    Planlama Dairesi Mühendisi
    [email protected]

    ÖZET
    Dönem Projesi
    2000’Lİ YILLARDA TÜRKİYE’DE UYGULANAN TÜTÜN POLİTİKALARINDA YAŞANAN DEĞİŞİM VE MAKRO ETKİLERİ
    Mehmet Emin ASLAN
    Ankara Üniversitesi
    Fen Bilimleri Enstitüsü
    Tarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı
    Danışman: Doç.Dr. Bülent GÜLÇUBUK

    Ülkemizde 400 yıldır üretilen tütün, kırsal alanda topraksız yada az topraklı küçük aile işletmeciliği şeklinde, yoğun aile içi iş gücü kullanım olanağına sahip , fakir topraklarda, ekolojimize ve sosyal yapımıza uygun üretim süreciyle kırsal alanda sayıca milyonlarla ifade edilebilen görece yoksul kesimlerin “umut ürünü” dür.
    Üretimi, ticareti ve sağladığı vergi gibi bir yandan gelir getirici fonksiyonuyla kurumları ve üreticileri etkileyen tütün, diğer yandan tütün ürünleri tüketicisini ya da kirli hava solumak durumunda kalan pasif içicileri etkisi altına almakta ve sağlık boyutu ile de geniş kitlelileri ilgilendirmektedir.
    1960’lı yıllarda başlayarak 1960–1990 döneminde zirveye çıkan tütünde popülist yaklaşım tütünü “ sorun ürün” haline getirmiş ve uluslar arası ekonomi politikalarının da rüzgarı ile 1984’den itibaren çokuluslu şirketlerin pazardan pay taleplerinin karşılanmasına dönük köklü politika değişiklikleri başlamıştır. 2000’li yıllar da, pazarın tamamen çokuluslu şirketlere devredilmesine dönük politikaların ve bunların sonucunun yaşandığı yıllar olmuştur.
    Çalışmanın sonucunda varılan ana sonuç; sektörde yaşanan sorunların çözümünde doğru tarım politikası araçlarından çok, bozulan mali yapının düzeltilmesi ve yaratılan kara deliklerin kapatılmasına dönük geliştirilen liberal tütün politikalarının başta tütün üreticisi ve sektör çalışanları olmak üzere çok geniş kesimleri olumsuz etkilediği ve eğer önlem alınmaz ise, tütünün ülkemiz için yarattığı fırsatlardan uzaklaşmış olunmasıdır.
    Gelinen noktada 2009 yılı itibarı ile örgütsüz, rekabetsiz, desteklemesiz, primsiz tütün piyasasında sözleşmeli üretime zorlanan tütün üreticisi hızla üretimden vazgeçmiş, tütün üretimi ülke ihracatını bile karşılayamaz düzeye gerilemiştir.
    Üretim planlaması,üretici örgütlenmesi,yüzde yüz oriental tütünden mamul sigaralara vergi kolaylığı,tütünde prim ve özel ürün uygulamaları,Tütünü fonunun amacına uygun kullanılması ,Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde deneme üretimlerinde sonuç almaya dönük çaba,Virginia ve Burley tütün üretiminin geliştirilmesine dönük tedbirler TAPDK’nın acil olarak gündemine alması gereken konu başlıkları olarak ortaya çıkmaktadır.
    2009, 106 sayfa
    Anahtar Kelime: Tütün, Tütün Yasası, TAPDK, ÇUŞ

Tütün: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler