Kahramanmaraş’tan hayvancılığa bakış…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Kahramanmaraş’tan hayvancılığa bakış…

16 Eylül 2010

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Eyl 16, 2010

Günlerdir, aylardır hayvancılık haberlerine yoğunlaştık. Yazıyoruz, yorum yapıyoruz. Pek çok haberi ilk kez vermenin mesleki hazzını gazetedeki dostlarla birlikte yaşıyoruz.
Yazdıklarımızın yankı bulması, okur katında değer bulması hazzı daha da artırıyor.
Hayvancılık yapmıyoruz. Moda deyimle elimiz taşın altında değil. Dışarıdan bir bakışla, çeyrek asrı bulan gazetecilik mesleğimizin gereğini yapıyoruz.
Eli taşın altında olanlar şu günlerde çok büyük sıkıntı ve üzüntü içinde. Ülke hayvancılığının sürüklendiği çöküşe tanık olmanın acısını, üzüntüsünü yaşıyorlar. Yanlışları dile getirirken, çözüm bulmak için adeta çırpınıyorlar.
Sözünü ettiğimiz duyarlı insanlardan, eli taşın altında olanlardan birisi de  Eşref Şekerli. Eşref Bey,  Kahramanmaraş’ta yaşıyor. Avrupa standartlarında 1800 baş kapasiteli hayvancılık işletmesi var. Süt, besi ve damızlık hayvan yetiştiriciliği yapıyor.
Uzun yıllardır bu işi yapıyor. Bölgede bilgisine başvurulan deneyimli bir girişimci. Sektöre katkıda bulunmak için yoğun çaba gösteriyor. Fikirlerini yaşama geçirmek için siyasete de atılmış. İktidar partisi AKP’ nin Kahramanmaraş’ta 4 yıl il başkan yardımcılığını yapmış. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği(MÜSİAD)’nin Gıda Sektör Kurulu Üyesi. Savunduğu görüş iktidarda. Fakat, pek çok kişi gibi o da uygulanan hayvancılık politikasından memnun değil.
Şu sıralar işletmesine ve kendisinden hayvan talep edenlere hayvan temin etmek için yurt içinde ve dışında adeta çırpınıyor. Hayvan bulmak zor. Bayramdan önce Litvanya’dan aradı. Biraz sinirli ve gergindi. Hayvancılık politikası, ithalat şartnamesi ile ilgili ağzına geleni söyledi.
Litvanya dönüşü izlenimlerini, bilgilerini paylaşmak üzere bir kez daha görüştük.
Tarım Bakanlığı’nın canlı hayvan ithalatı için ilk olarak ithalat izin verdiği Litvanya, Estonya, Letonya ve Macaristan’ı gezdiğini fakat eli boş döndüğünü söyledi. İşadamlarını bu ülkelere hayvan almaya gitmemeleri konusunda uyardı. Çünkü bu ülkelerde alınacak hayvan yok.
Litvanya’ nın küçük-büyükbaş toplam hayvan varlığı 350 bin baş. Estonya ve Letonya ile birlikte bu üç ülkede 700-750 bin baş hayvan varlığı var. Macaristan’ın hayvan varlığı ise, 500 bin baş civarında.
İtalyanlar  bu ülkelerdeki işletmelere abone olmuş. Doğan erkek hayvanları topluyor.
Litvanya’da  alınabilir az miktarda damızlık hayvanı var. Fakat, Et ve Balık Kurumu’nun hazırladığı şartname ile bu hayvanları almak mümkün değil. Melezleme yapılmış, hayvanlar saf ırk değil. Oradaki üretici birlikleri, Türkiye’nin uyguladığı şartnameyi ütopik buluyor. Bu şartname ile buradan hayvan almak olanaksız.
Macaristan’da hayvan var. Fakat, Türkiye’nin talebi ile fiyat iki üç kat artınca, Türkiye’den daha pahalıyla geliyor.
Özetle, Eşref Şekerli kendi işletmesinin ihtiyacı ve bölgesindeki girişimcilere hayvan temin etmek için yurtiçindeki çalışmaların yanı sıra ithalata açılan ülkeleri bir bir geziyor. Ankara’da masa başında hazırlanan ithalat şartnamesi ülkelerin hayvan varlığı ve şartlarıyla örtüşmüyor. Bu nedenle eli boş dönüyor. Avustralya,Uruguay,Yenizelanda gibi uzak ülkelerden hayvan getirmek için gemi bulunamadığından yakınıyor.
Et ve Balık Kurumu’nun açtığı tüm ihaleleri Ürdünlü Hijazi firmasının kazanmasını daha önce bizimde yazdığımız gibi bu firmanın deniz hakimiyetine bağlıyor.
Eşref Şekerli, Tarım Bakanlığı’nın hayvan varlığı ile ilgili verilerinin kesinlikle doğru olmadığını düşünüyor. Kesilen hayvanların, eceliyle ölen hayvanların, kurbanda kesilen hayvanların kayıtlardan düşürülmediğine dikkat çekiyor. Kulak küpesi ticareti yapıldığını, kulak küpesi ile haksız destek alanların, bu konuda yargılananların olduğunu iddia ediyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in “et fiyatını spekülatörler artırıyor” tezine kesinlikle inanmadığını, uygulanan politikaların yanlış olduğunu ısrarla vurguluyor.
Sıfır faizli kredinin zamanlamasına dikkat çekerek; “Bu kredi başlamadan damızlık hayvan fiyatı 4-5 bin liraydı. Bugün 6 bin lira. Daha önce hayvancılık yapmamış olanlar bu kredinin cazibesine kanarak yatırım yapıyor. İlk iflas edenler de bunlar olacak. Çünkü, hayvancılığı hiç bilmiyorlar. Asıl tehlike damızlık hayvan fiyatı yükselirken çiğ süt fiyatının düşmesi. Bu yönde bir gidiş var. Süt inekleri bir kez daha kesime giderse kimse hayvancılığı kurtaramaz.” diyor.
Çiftçinin zamanında desteklenmesi gerektiğini, karkas et fiyatının artık 17 liranın üzerine çıkmayacağını, acı ilacın içildiğini, akılcı politikalarla sektörün 6-7 ayda toparlanabileceğini, fakat yanlış politikada ısrar edilirse hayvancılığın yok olacağına inanıyor.
Sorunlarıyla, çözüm önerileriyle eli taşın altında olan girişimci Eşref Şekerli’nin anlattıkları hayvancılıkta yaşananları bütün gerçekliği ile ortaya döküyor. Başka söze gerek var mı?

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Prof. Dr. Erkan REHBER 16 Eylül 2010 - 03:12 - Yanıtla

    Sayın Ali Ekber Yıldırım,

    Benim sizin yazılarınızı okuduğum gibi sizinde benim yorumlarımı okuduğunuzu biliyorum. Bu nedenle daha sık yorum yazmaya çalşıyorum. Hayvancılık sorunlarının tarımın diğer sorunlarından farkı yok. Yapısal, bu nedenle yapıyı iyi kavramak gerekir. Sizin görüştüğünüz hayvan ithaline kadar ilginenen kişi ne kadar çiftçi. Maalesef hayvancılıkta böyle dual bir yapı var. Kendisi çifti ama kapitalist ve çiftçilikle ilgisi olmayan paralı kişiler teşvik ve kredileri kullanmak amacıyla veya spekülasyon amacıyla bu işlere giriyorlar. Bunu araştırabilirsiniz, özellikle büyük şehir kenarlarında örneğin, İstanbullular için, Kocaeli- Sakarya hattı, Tekirdağa doğru bu tip işletmeler görürsün. Bunlar kredi teşvikten yararlanır, ithalatı yönlendirir ama gerçek çiftçi değildir.

    50-60 yıldır Türkiye’de hayvancılığa ayrılan iç ve dış kaynakları hesaplama olanağı olsa, büyüklük karşısında düşer bayılırız. Hayvancılığın durumuna bakınca bunların bir şekilde buharlaştığı anlaşılır.
    Yani çözüm, esas itibarıyla kredi teşvikte değil. Üretici örgütlenmesi ve özellikle gelişmekte olan bölgelerde EBK, SEK gibi kurumları yeni bir anlayışla hayata geçirmektir.
    Basitçe şunu söyleyelim, siz Ağrı’ya Van’a veya benzeri yerlere, modern kesimhaneler kurun ve makul bir fiyatla canlı hayvan alım garantisi verin ve kurduğunuz soğuk zincirle bunu büyük tüketim merkezlerine ulaştırın. Bakın ne oluyor.
    Kolay gelsin.
    Erkan

  2. Alp Yiğit 16 Eylül 2010 - 05:09 - Yanıtla

    Sayın hocama katılıyorum. Önemli ölçüde teşvik heba ediliyor. Ebk gibi kurumlarla vatandaşa pazar garantisi sağlanmalı. Vatandaş tecirlerden kurtarılmalı ve örgütlendirilmelidir.

  3. Beytullah Berçin 16 Eylül 2010 - 08:56 - Yanıtla

    ÇOBAN AKLI…
    ÇOBAN HAKLI..

    5 yıldır koyun 100-120 tl arasıydı…Şimdilerde 300-400 tl…Tarım Bakanlığından yazılar faxlanıyor güney doğu illerine koyun sevklerini…neredeyse bürokratik olarak engelleyin…… Neden?

    …Ülke dışına KOYUN kaçakçılığı (bir nevi İHRACAA)artıyor dolayısıyla ülkede koyun sayısında olağan üstü düşüşler olmakta..
    Yıllarca hükümetin öngörüsüz politikaları koyunculuğu desteklemedi ÇOBANların sosyal güvenceleri devlet yada mal sahiplerince karşılanmadı . Ülkenin dağdaki meradaki otunu ete süte çeviren REEL ÜRETİCİ KOYUN kar getirmedi… Alışkanlıklar beklentiler körlendi ,kültür değişti BÜYÜK ŞEHİRDE AYAKKABI BOYAMAK SİMİT SATMAK daha kolay meslek olarak gündemdeydi bilmeyene…

    Koyun sayısı %60 azaldı…Bilim insanlarıda karlılık hesaplarına proje yaptılar.
    ENTANSİF KOYUNCULUK…
    Sermaye sahibi FABRİKATÖRlerin sermayesi KURDA KUŞA yem olmamalıydı ya meraya dayalı olmayan 3-5 kuzu doğuran ve kapalı çiftliiklerde yetiştirilen KOYUNCULUK PROJELERİNE imzalar atıldı…

    Şimdilerde AVUSTURALYADAN YENİ ZELLANDADAN koyun getirilmesi düşünülmekte…dir herhalde…

    Gelirken onların şu ufak ama zeki BORDER KOLİ çoban köpeklerinden de getirmeliler…

    BİZİM KANGALLAR BİLE BÜYÜK ŞEHİR BAHÇELERİNDE YATIP YUVARLANMAYA ALIŞTILAR…

    Beytullah
    Veteriner Hekim ../…/2007

  4. Beytullah Berçin 16 Eylül 2010 - 08:56 - Yanıtla

    Geldik bilinen bu güne.

    Kahin olmaya gerek yoktu zaten. ” 5 yıl önce 10 yıl önce veya dün…Ben demiştim ”deyip arkamızı dönecek lüksümüz de yok.

    Önce BÜYÜK hayvancılık işletmelerini desteklemeye kalkıp küçük denilen ama reelde köy hayatında yaşam mücadelesi veren bu yaşam şartları gereği en rantabl olan meraya dayalı ekstansif hayvan yetiştiriciliğini yok edip sonra kendi çağdaş politikalar ın gereği olarak kabul gören ve tüm destekleri aktararak yıl geçmeden sözde SPEKÜLATÖR ilan edilen Büyük Entansif Hayvancılık İşletmelerini halk düşmanı ilanederek asıl sonucu kamufile etmek ne ki?.

    —Mehdi Eker, fiyatların normal düzeyine inmesi için sektör temsilcilerine bir haftalık süre verildiğini— bu tehditkar tutum da amaç kendi politikalarındaki eksikliklerin sonucunu yeni politikaarına mazeret yapabilmek.

    Diyanetteki bilim insanları bir araya gelerek CAMİLERDE KURBANda damızlık vasfı yeterli olan dişi hayvanların kurban olarak kesilmemesi yönünde telkinlerine (vaizlarına)bir an önce başlamalılar. Kaldı ki kimi islam alimleri ”1 günlük dahi olsa gebeliğinden şüphelenilen hayvan kurban olarak kesilemez” der

    Damlaya damlaya göl olur misali dolup dolup boşalan hayvan pazarlarını tekrar görmek istiyorsak Küçük veya büyük ölçek ne dersek diyelim aza az çoğa çok üretime destek verilmeli.

    Krizi et ihtiyacının karşılanması yönünde değerlendirip ucuz politikalarla çözmek yerine halen faal çalışan TMO gibi E B K ve S E K. hatta gerekirse eski tabirle Hara ve İnekhane uygulamalarına dönülmeli SÜT SIĞIRCILIĞI taşvik edilmeli ve SÜT FİYATLARI spekülatörlerin inisiyatifinden kurtarılmalı…

    Entansif hayvancılıktaki cazibenin Meraya dayalı EKTANSİF hayvancılıktada sağlanabilmesi için ÇOBANLIK mesleğinin sosyal güvencesi devlet tarafından sağlanmalı…

    KURBANI da ithal etmeye kalkanlar.yakında Canlı Hayvan İthal etmenin zorluğunu görüp

    ” Ey değerli MÜMİNler kurban bedellerini ALO KURBAN bilgi hattından yönlendirileceğiniz banka hesaplarına yatırın biz sizin yerinize yapırın Yeni Zellandadan Yepteni kurbanları temin edip kestirip etlerini de Pakistandaki aç müslüman kardeşlerimize yediririz hem eliniz KAN Sokaklar REVAN olmaz.Senanınızın nerelere ulaştığını da uydudan gürebilirsiniz.”

    ….Zaman Yolu , Sokak Lambası , Okyanus Ötesi Feneri, Sesim Geliyormu
    DERNEKLER PLATFORMU

    Ve diğer bilinenler.Araf suresi 155. ayet ”Bu beyinsizler yüzünden beni de mi helak adeceksin ALLAHIM”

    Beytullah
    Veteriner HEKİMDevamını Gör

  5. selim vatansever 16 Eylül 2010 - 16:23 - Yanıtla

    BENIM YAZILARIM BOSUNA GITTI EGER OKUNUP DEGERLENSEYDI
    ET ITAL DEYIL ET IHRAC EDERDIK

  6. ferman yıldırım 18 Eylül 2010 - 11:20 - Yanıtla

    SAYIN ÜRETİCİ KARDEŞLERİM, BİRKAÇ YILDIR BU SAYFALARDA YORUM YAZIYORUM.SÜREKLİ TEKRAR ETTİĞİM BİR CÜMLE,BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI BEŞ YILLIK ÜRÜN PLANLAMASI.BEN KÖYLÜ HALİMLE BUNU GÖREBİLİYORUM NİYE YETKİLİLER GÖRMÜYOR.HAYVANCILIĞA TEŞVİK VAR.NE DOKTOR KALDI ,NE HAKİM KALDI, NE DE TURİZMCİ KALDI. HERKES HAYVANCILIK YAPMAK İSTİYOR.TAMAM DA TARIM BAKANLIĞI ŞARTNAMASİ MAAŞALLAH.KAÇ TANE KÖYLÜ YURT DIŞINDAN HAYVAN GETİREBİLİR.İSTEDİKLERİ HAYVANLARI YURTİÇİNDE TEMİN ETMEK MÜMKÜN DEĞİL.EN DÜŞÜK TEŞVİK BİR MİLYON TL.YARISI 500000 TLKAÇ KÖYLÜDE 500000 TL VAR.ÇÜNKÜ EN AZ 50 HAYVANI OLAN FAYDALANABİLİYOR.50*5000=250000.ÇATI MAKİNA YEM DERKEN O DA 250000. EEEE YARISI HİBE TAMAM DA GEL İŞİN İÇİNDEN ÇIK.TARIM BAKANLIGINDAN ŞARTNAMELER HAZIRLANIRKEN İNŞALLAH KÖYLÜLERİ DERİ DE DÜŞÜNÜRLER.

Hayvancılık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler