GDO mevzuatında ipin ucu kaçtı

·

16 Ağustos 2010

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

GDO mevzuatında ipin ucu kaçtı

16 Ağustos 2010

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ile ilgili son 10 ayda,  1 yasa,  3 yönetmelik ve 3 yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayınlandı. İlk olarak 26 Ekim 2009’da Resmi Gazete’de yayınlanan “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı,İşlenmesi, İhracatı,Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” yapılan değişikliklerle adeta delik deşik oldu.
Yeni dönem 26 Eylül’de başlayacak

Biyogüvenlik Yasası, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 18 Mart 2010’da kabul edildi ve 26 Mart 2010’da Resmi Gazete’de yayınlandı.Yasa 26 Eylül’de yürürlüğe girecek. Yasa’da 3 ay içinde çıkarılması öngörülen iki yönetmelik ise yaklaşık 2 aylık gecikme ile 13 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlandı. GDO Yönetmeliği ve GDO Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin çalışma esaslarını belirleyen bu iki yönetmelik de  26 Eylül’de yürürlüğe girecek.
Yasa arkadan geldi
Türkiye yaklaşık bir yıldan beri Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar(GDO) konusunu tartışıyor. Biyogüvenlik Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemindeyken yasayı çıkarmak yerine Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın aceleyle bir yönetmelik çıkarması ile tartışmalar başladı. Yönetmelik önce Danıştay tarafından yürürlüğü durduruldu. Bakanlığın itirazı üzerine yeniden yürürlüğe girdi. Yönetmelik daha bir yıl dolmadan 3 kez değiştirildi.

Ali Ekber YILDIRIM
İZMİR-  Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar(GDO) ile ilgili mevzuatta 10 aylık dönemde baş döndürücü değişiklikler yapıldı. İthalatçı, sanayici, tüketici değişikliklerini takip etmekte zorlanıyor. Son olarak GDO ve Ürünlerine Dair Yönetmelik 13 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Yönetmelik, 26 Eylül 2010 itibariyle uygulamaya girecek.
GDO ile ilgili son 10 ayda  1 yasa, 3 yönetmelik ve 3 yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayınlandı. İlk olarak 26 Ekim 2009’da Resmi Gazete’de yayınlanan “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı,İşlenmesi, İhracatı,Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” yapılan değişikliklerle adeta delik deşik oldu.
Sanayici, ithalatçı, tüketici yapılan değişiklikleri takip etmekte zorlanıyor. İlk olarak 1990’lı yılların sonunda ülkenin gündemine giren ve zaman zaman tartışılan GDO’lu ürünlerin Türkiye’ye girişi ile ilgili gelişmeler son 9 ayda büyük hız kazandı. Biyogüvenlik Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemindeyken yasayı çıkarmak yerine Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın aceleyle bir yönetmelik çıkarması tartışmaları alevlendirdi. 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik hiç kimseyi memnun etmedi. Yönetmeliğin çıkarılması ile Türkiye’ye uzun zamandan beri GDO’lu ürünlerin zaten girdiği bunun kontrol altına alınması gerektiği ifade edildi. Böylece Türkiye’de yıllardır GDO’lu ürünlerin tüketildiği kabul edilmiş oldu. Hükümet bu yönetmelikle, GDO’lu ürünlerin Türkiye’ye girişine yasak getirildiğini savunsa da daha sonraki uygulamalar bu yönetmeliğin GDO’lu ürünlere kapıları sonuna kadar açtığını gösterdi. Yönetmelik önce Danıştay tarafından yürürlüğü durduruldu. Bakanlığın itirazı üzerine yeniden yürürlüğe girdi. Yönetmelik daha bir yıl dolmadan 4 kez değiştirildi.
Yeni dönem 26 Eylül’de başlayacak
Danıştay 10.ve 13.Dairesi 26 Ekim tarihli yönetmeliğin yürürlüğünü durdururken temel gerekçe olarak yönetmeliğin dayandığı bir yasa olmamasını gösterdi. Önce yasanın kabul edilmesi daha sonra yönetmeliğin çıkarılması gerektiğine işaret etti. Bunun üzerine Biyogüvenlik Yasası, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 18 Mart 2010’da kabul edildi ve 26 Mart 2010’da Resmi Gazete’de yayınlandı.Yasa, 26 Eylül’de yürürlüğe girecek. Yasa’da 3 ay içinde çıkarılması öngörülen iki yönetmelik ise yaklaşık 2 aylık gecikme ile 13 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlandı. GDO Yönetmeliği ve GDO Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin çalışma esaslarını belirleyen bu iki yönetmelik de  26 Eylül 2010’da yürürlüğe girecek. Dolayısıyla, GDO’ lu ürünler için 26 Eylül 2010 tarihi yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Halen, çok tartışılan ve 9 ayda 4 kez değiştirilen 26 Ekim 2009 tarihli Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı,İşlenmesi, İhracatı,Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik uygulanıyor. Bu yönetmelikle yeni yayınlanan GDO Yönetmeliği arasında çok önemli farklılıklar var.
Etiket zorunluluğu geliyor
Uygulamadaki yönetmelik Biyogüvenlik Yasası kabul edilmeden çıkarıldığı için yasal dayanağı bakımından sorunlu. Ayrıca, Yasa’da yer alan pek çok uygulama 26 Ekim tarihli yönetmelikte yok. Biyogüvenlik Kurulu’nun kurulması, etiket uygulamasına geçilmesi, bebek mamalarında GDO’lu ürünlerin kullanımın yasaklanması gibi pek çok uygulama yeni yönetmelikte var. 26 Eylül’de uygulamaya girecek GDO Yönetmeliğine göre, binde 9’un üzerinde GDO içeren ürünlere etiket zorunluluğu getiriliyor. Buna göre, ürünün etiketinde GDO’lu olduğu yazılması şart. Ayrıca, GDO içermeyen ürün üretenler de ürünlerinin etiketine “GDO içermez” ibaresini kullanabilecekler. Tüketici, etiketine bakarak bir ürünün GDO içerip içermediğini öğrenebilecek. Ancak, Türkiye’de tüketicilerin büyük bölümü etiketi bir yana son kullanma tarihine bile bakmadığı biliniyor.
Tek yetkili Biyogüvenlik Kurulu
Eski yönetmelikten farklı olarak yeni yönetmelikte GDO’lu ürünlerin ithalatı, izin verilmesi ve diğer pek çok konuda adeta tek yetkili Biyogüvenlik Kurulu’nun oluşturulması öngörülüyor. Yeni yönetmeliğin yayınlandığı 13 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik’te yayınlandı. Buna göre, GDO’lu ürünlerin ithalatına izin verecek olan Biyogüvenlik Kurulu 9 üyeden oluşuyor. Bu üyelerden 4’ü Tarım ve Köyişleri Bakanı tarafından atanıyor. İki üyeyi Çevre ve Orman Bakanı atarken, Sağlık Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı, Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu bakan ise birer üye atayacak. Böylece 9 üyeli Biyogüvenlik Kurulu 5 bakan tarafından belirlenecek. Kurul Başkanını ise Tarım ve Köyişleri Bakanı belirleyecek. Özerk ve bağımsız olacağı söylenen 9 üyeli kurul kendi başkanını bile seçemeyecek. Başkanı Tarım Bakanı seçecek. Kurul Başkanı ve üyelerinin görev süresi 3 yıl olacak. Kurulun oluşturulması ile ilgili tüm işlemleri Tarım Bakanlığı yapacak. GDO’ lu ürünlerin Türkiye’ye girişi, işlenmesi, kullanılması gibi hemen her konuda Biyogüvenlik Kurulu karar verecek. Halen yürürlükte olan 26 Ekim 2009 tarihli Yönetmelik kapsamında Biyogüvenlik Kurulu’nun işlevini Bilimsel Komite yürütüyor. Bilimsel komite bugüne kadar GDO’ lu 25 çeşit ürünün Türkiye’ye girişine izin verdi. Biyogüvenlik Kurulu çalışmaya başladıktan sonra her bir başvuruyu değerlendirmek üzere 11 üyeden oluşacak ayrı komiteler kurulacak. Bu komiteler Biyogüvenlik Kurulu’na bağlı çalışacak. TÜBİTAK ve üniversitelerden, araştırma enstitülerinden oluşacak komite üyelerinin yer aldığı bir uzmanlar listesi de oluşturulacak. Bugüne kadar komite üyeleri ve uzman listesinin kimlerden oluştuğu kamuoyuna açıklanmadı.
Komite kararları ne olacak?
26 Ekim 2009 tarihli yönetmeliğe göre oluşturulan Bilimsel Komite bugüne kadar genetiği değiştirilmiş mısır, soya şekerpancarı, maya, patates, pamuk, bakteri biyokütlesi ve kolza(kanola)’nın toplam 25 çeşidine ithalat izni verdi. Bilimsel Komite kararlarında “mevcut bilgiler ışığında”, “insan ve hayvan sağlığı açısından istenmeyen bir etki oluşturmayacağı beklenmektedir” gibi kesin olmayan ifadeler kullanıldı. Yeni yönetmelikte, insan ve hayvan sağlığının yanı sıra çevreye etkileri, biyoçeşitliliğe etkisi, sosyal ve ekonomik etkisi gibi yeni kriterler yer alıyor. Bugüne kadar izin verilen ve yeni yönetmeliğin ve yasanın yürürlüğe gireceği 26 Eylül 2010’a kadar izin verilecek GDO’ lu ürünlerin çevreye, biyoçeşitliliğe ve diğer alanlarda olumsuz etkisi nasıl belirlenecek. Bu ürünler yeniden değerlendirmeye tabi tutulacak mı?  Bu ürünler şu anda zaten tüketimde bir kısmı tüketildi. Olumsuz etkileri olursa bunun yaptırımı ne olacak?
GDO’da neler yasak?
İlk yönetmelikte “yasaklar” diye bir madde yer almazken yeni yönetmelikte GDO ile ilgili yasaklar açıkça ifade ediliyor.Buna göre; GDO ve ürünlerinin onay alınmadan piyasaya sürülmesi yasak.GDO ve ürünlerinin, Biyogüvenlik Kurul’unun kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı da yasaklanıyor. Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi yasak. GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması da yasak.
Avrupa Birliği şartı kalkıyor mu?
İlk yönetmelik yayınlandıktan sonra yaşanan sert tartışmalar üzerine, Hükümet, Avrupa Birliği kriterini getirdi. Avrupa Birliği’nde izin verilen genlere Türkiye’de de izin verilmesi kabul edildi. Yeni yönetmelikte bu yönde herhangi bir düzenlemenin yer almaması dikkat çekiyor. Avrupa Birliği kriteri yeni yönetmeliğin uygulanacağı 26 Eylül’den itibaren istenip istenmeyeceği belli değil.
GDO’lu ürünlerin  ithalatı
GDO’lu ürünlerin ithalatına  Biyogüvenlik Kurulu karar veriyor.  Kurul, gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra gıda ve yem olarak piyasaya sürülmesi uygun görülen GDO ve ürünlerinin ithalatına izin verilecek. İthalatta  aranacak şartlar şöyle belirlendi: İthalatçı firmadan, ithal edilecek GDO ve ürünlerinin miktarı ve içerdiği gen çeşidi ile ilgili orijin ülke veya yüklendiği ülke yetkili otoriteleri tarafından düzenlenmiş belge veya uluslararası akredite bir laboratuvardan alınmış analiz raporu istenecek. Tarım Bakanlığı ayrıca denetim ve kontrol amaçlı analizler yaptıktan sonra, denetim ve kontrol sonucu uygun görülen ürünlerin ithalatına izin verilecek. Bakanlıkça GDO’lu olarak ithaline izin verilen ürünlerin, firma ve GDO bazında kayıtları tutulacak. İthalat aşamasında Bakanlıkça yapılan kontroller sonucunda onaysız GDO veya Kanun kapsamında Kurul veya Bakanlıkça öngörülen diğer koşullara uygun olmayan onaylı GDO tespit edilen ürünlerin ithalatına izin verilmeyecek. Gıda ve yem haricindeki GDO ve ürünlerinin ithalatı, Kurul kararı doğrultusunda ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile işbirliği yapılarak gerçekleştirilecek.GDO’lardan elde edilen ürünler ile GDO’lardan elde edilmiş bileşen içeren ürünlerin ithalatında bu ürünlerin elde edildiği GDO’nun onaylanmış olması şartı aranacak.
Sosyo-ekomomik değerlendirme
Yeni yönetmelikle GDO’lu ürünlerin ithalatına izin verilmeden önce risk değerlendirmesinin yanı sıra sosyo-ekomomik değerlendirmenin de yapılması öngörülüyor. Bu değerlendirmeyi yapacak özel bir komite oluşturulması gerekiyor. Bu komite izin verilen GDO’lu bir ürünün çevreye ve biyoçeşitliliğe olduğu kadar çiftçiler üzerindeki etkisini de değerlendirecek. Böylece GDO’lu bir ürünün  yerli üretime olumsuz etkisi tespit edildiğinde izin verilmemesi gerekiyor.
Türkiye GDO cenneti olabilir
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 26 Ekim 2009’da ilk kez yönetmelik çıkardığında GDO’lu ürünlerin Türkiye’ye girişinin yasaklanması amacıyla bu yönetmeliğin çıkarıldığı iddia edilmişti. O dönemde Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, “GDO’lu ürünü hiçbir ‘babayiğit’ getiremez” (6 Kasım 2010 tarihli Dünya Gazetesi) demişti. Bakan GDO’lu ürünleri yemeyeceğini açıkça belirtmişti. O tarihten bu yana GDO ile ilgili pek çok düzenleme yapıldı. Hepside GDO’lu ürünlerin yasaklanması bir yana, Türkiye’ye girişini daha da kolaylaştırdı. Tarım Bakanlığı’nın başlangıçta 27 ürünü analize tabii tutarken daha sonra ürün sayısı 9’a indirildi. Bugüne kadar 25 çeşit gıda ve yem amaçlı GDO’lu ürün ithalatına izin verildi. Bu hızla devam edilirse Türkiye yakın zamanda GDO’lu ürünlerin  cenneti olabilir.

10 ayda GDO mevzuatı nasıl bir seyir izledi?

26 Ekim 2009– Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı,İşlenmesi, İhracatı,Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik yayınlandı.
2 Kasım 2009 – GDO analizi yapılacak 27 ürün açıklandı. Tarım Bakanlığı aynı gün 4 ilin Tarım İl Müdürlüğü’ne analiz laboratuarı kurulması için yazı gönderdi.
9 Kasım 2009 – Laboratuar yetersizliği nedeniyle analize tabi tutulacak ürün sayısı 9’a indirildi
20 Kasım 2009- Yönetmeliğin 5 maddesi değiştirildi ve bir geçici madde  eklendi. Yapılan değişiklikle 26 Ekim’den önce kontrol belgesi alan ve Avrupa Birliği kriterlerine uygun olan  GDO’lu ürünlerin ithalatı 1 Mart 2010’a kadar serbest bırakıldı.
20 Kasım 2009- Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Daireleri Müşterek Kurulunca “Yasa olmadan yönetmelikle düzenleme yapılamaz” hükmü ile yönetmeliğin 11. ve 20. maddeleri hakkında yürütmenin durdurulması kararı verildi.
24 Aralık 2009-  Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının Danıştay kararına itirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından kabul edildi.
20 Ocak 2010- Yönetmeliğin bazı maddelerinin uygulamasının 1 Mart 2010’a ertelenmesini öngören değişiklik yönetmeliği Resmi gazete’de yayınlandı.
18 Mart 2010- Biyogüvenlik Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi.
26 Mart 2010– Biyogüvenlik Yasası Resmi Gazete’de yayınlandı.
28 Nisan 2010– Yönetmelik 3.kez değişti
11 Mayıs 2010– 26 Ekim 2009 tarihli yönetmelik gereği oluşturulan Bilimsel  Komite ilk kararını açıkladı. Kararda GDO’lu ürünlere ilişkin eşik değerin binde 9 olarak belirlenmesi, binde 9’un altında GDO içeren ürünlerin etiketlenmesine gerek olmadığı kararı alındı. Ayrıca Avrupa Birliği kriteri getirildi.
11 Mayıs 2010-  GDO’ lu ürün girişine yasal olarak izin veren Bilimsel Komite’nin ilk kararı kamuoyuna açıklandı.
1 Haziran 2010– Bilimsel Komite’nin ikinci toplantısının kararları açıklandı
28 Temmuz 2010- Bilimsel Komite’nin 3 ve 4. toplantısının  kararları açıklandı.
13 Ağustos 2010- GDO ve Ürünlerine Dair yönetmelik Resmi Gazetede yayınlandı.
13 Ağustos 2010- Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlandı.
26 Eylül 2010- Biyogüvenlik Yasası ve GDO Yönetmeliği yürürlüğe girecek.

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Umut ÖZKAN 16 Ağustos 2010 - 02:42 - Yanıtla

    GDO’ya HAYIR…

    Küresel zenginleri daha da zengin etmemek için,

    Küresel fakirleri daha da fakir etmemek için,

    Küresel hastalıklara yenilerini eklememek için,

    Çiftçi-tohum-toprak dengesini bozmamak için,

    Organik tarımın yaygınlaşması için,

    …vd.

    GDO’ya HAYIR!!!

  2. Mehmet Yüksel 16 Ağustos 2010 - 15:44 - Yanıtla

    İnsanın yaratılışı esnasında Allah, meleklerin Adem’e secde etmelerini ister; şeytan hariç hepsi secde ederler. Bunun üzerine Allah, şeytanı lanetler ve şeytan da kıyamet gününe kadar Allah’tan süre ister. Bu isteği kabul olununca da Kuran’da çeşitli yerlerde bahsedilen insanları nasıl saptıracağını söyler. İşte Nisa Suresi 118 ve 119 ayetlerde bu olay şöyle nakledilir:
    118- (O Şeytan) ki, Allah ona lanet etti. Ve o da: “Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım” dedi.
    119- “Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları boş kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim: hayvanların kulaklarını yaracaklar. Onlara emredeceğim: Allah’ın yaratışını değiştirecekler!” Kim Allah’ın yerine şeytanı dost tutarsa, muhakkak ki açık bir ziyana uğramıştır.

    Bir organizmanın genetiğini değiştirmek, Allah’ın yaratışını değiştirmek değil midir? Evet, değiştirmektir. Bu durumda GDO lu ürünler haram mıdır? Evet, haramdır. Hem de çok açık seçik bir biçimde. Hani domuz eti haram, İslami usullere göre kesilmeyen hayvanlar haram, başörtüsü Kuran’ın emri diyenler asıl bunu görsün!!! GDO lu ürün üreten de, izin veren de, göz yuman da, destekleyen de şeytanla işbirliği yapmış demektir.

  3. Mehmet Yüksel 16 Ağustos 2010 - 16:00 - Yanıtla

    Şimdilerde pek popüler olan “Kanola” yağının gerçek adı “rapiska” dır. Neden rapiska kullanılmaz da kanola kullanılır? Çünkü rapiskanın pek iyi bir ünü yoktur. Rapiska yağı, yemeklik olarak kullanıldığında göze zarar verir. Görünüm itibariyle ayçiçeği yağına çok benzeyen rapiska yağı, 2000 lerden önce bazı kötü niyetli yağcılar tarafından maliyeti ucuzlatmak amacıyla ayçiçeği yağının içine karıştırıldığı söylenirdi. Ve bu ürünler ayıplı sayılırdı. GDO piyangosu rapiskaya da vurunca, genleriyle oynanarak, göze zararlı maddeden arındırıldı. Ve adıda “kanola” oldu. Bu ürün hemen her marketin raflarında uzunca bir süredir yer almasına rağmen “Türkiye’de GDO lu ürün yok” denildi!!!

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler