Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi..

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi..

27 Mayıs 2010

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Hükümet et ithalatı ile yerli üreticiyi “terbiye” etmeye çalışıyor. Fakat, üreticinin terbiye olmaya niyeti yok. Üretici, “inadına üretim” diyor.
Amerika’dan, Avrupa’dan canlı hayvan ithalatının başlayacağı şu günlerde, ithalata karşı Doğu Anadolu Bölgesi’nden bir ses, bir çığlık yükseliyor. Hayvancılığın geleceği için umut veren üreticinin çığlığı.
Erzurum, Kars ve Ardahan’da 4 bin çiftçi, organik hayvancılık yaparak ülkenin et ve süt ihtiyacını ithalata gerek kalmadan karşılamak için harekete geçti.
Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi adıyla başlatılan bu çalışmanın öncüsü Nazmi Ilıcalı. Erzurum’daki adıyla “Organik Nazmi.”
 Organik tarım konusunda uluslar arası üne sahip olan Nazmi Ilıcalı, Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı. Daha önce bu bölgede pek çok projeyi yaşama geçirdi.
Erzurum’da ürettiği organik buğdayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne satmayı başardı. Hububat ve bakliyatta hayvancılıkta organik üretim için Erzurum’da 3 bin 500 çiftçiyi örgütledi. Onların ürününü en iyi şartlarda değerlendirerek bölgeye ve çiftçilere ciddi katkılar sağladı.
Nazmi Ilıcalı, şimdi hayvancılıkta benzer bir başarıya ulaşmak için Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi’ni yaşama geçiriyor.
Proje, Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Erzurum Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü’nün teknik desteği ile uygulanacak.
Organik hayvancılık uygulamasında deneyimli, Merkezi Almanya Bonn’da olan IFOAM-International Federation of Agricultural Movements ve Forschungsinstitute für biologischen Landbau Deutschland e.V. projede yabancı ortak olarak yer alıyor.
Proje 5 yıllık bir süreyi kapsıyor. Uygulama alanı olarak Erzurum, Aşkale, Aziziye, Pasinler, Horasan, Köprüköy,  Kars, Sarıkamış, Akyaka, Arpaçay, Selim, Digor, Ardahan, Göle, Çıldır ve Hanak seçildi.
Projenin temel amaçları şöyle:
1-Doğu Anadolu’ da var olan organik hayvansal üretim potansiyelini değerlendirmek.
2- Organik Tarım Kanunu esaslarına göre organik hayvansal üretimi uygulamak, yayılmasını ve gelişmesini sağlamak.
3- Üretici ve tüketicinin organik hayvansal ürünler konusunda bilinçlenmesini sağlamak.
4- İnsan sağlığı ve çevrenin bozulmasının önlenmesine katkı sağlamak.
5- Katılımcı kalkınma modelini oluşturmak.
6- Yoksulluğun azalması ve üreticinin gelir seviyesinin artmasına katkı sağlamak.
7- Tarımsal üretimde istihdam ve verimliliği artırmak.
8- Mevcut kaynakların etkin kullanımını sağlamak.
9- Üretimden pazarlamaya kadar olan süreci izleme değerlendirme ve yurt dışına açılma bilincini geliştirmek.
10- Kamu, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve hedef kitleler arasında ilişki ve işbirliğini geliştirmek.
Nazmi Ilıcalı’nın verdiği bilgilere göre, proje iki aşamalı olarak uygulanacak. İlk aşamada organik hayvan yemi üretilmesi ve yonca, korunga, fiğ ile çayır ve merada üretilen yem bitkilerine organik sertifika alınması öngörülüyor. İkinci aşamada ise, çiftçinin sahip olduğu hayvanların organik sisteme alınarak organik et ve organik süt üretilmesi ve organik ürün sertifikası alınması hedefleniyor.
Bu amaçla proje kapsamında çiftçilere eğitimler verilecek. Organik hayvansal üretim konusunda bilinçlendirilecek.
Proje kapsamında toprak bitki analizleri yapılacak. Çiftçinin ürününe pazar bulunacak.
Organik hayvancılıkla sisteme alınacak hayvanların brusella, tüberkiloz testleri, süt analizi, kuru madde, protein, laktoz, yağ, somatik hücre, ph, özgül ağırlık, toplam bakteri sayımı analizleri yapılacak.
Ahır hijyeni, meme hijyeni, sağım hijyeni takip edilecek soğuk zincir kuralı öğretilecek.
Doğu Anadolu ve ülke hayvancılığına büyük katkı sağlayacak proje için 663 bin lira harcama öngörülüyor.
Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi, yarın Ardahan Göle’de Yatılı İlköğretim Bölge Okulu(YIBO) toplantı salonunda saat 10.30’da düzenlenecek törenle resmen başlayacak.
Hükümet, et fiyatını düşürme bahanesiyle 8 bin ton canlı hayvan (yaklaşık 15 bin baş sığır) ithal etmek için 30 milyon dolar ödeyecek. Hayvanlar getirilecek, kesilecek ve yenilecek. Hayvanları getirecek olan sadece 5 şirket bu işten para kazanacak.
İthalat nedeniyle yaratılan bir istihdam yok. Ülkeye kazandırılan bir katma değer yok. Üretim yok. Ekonomik ve sosyal hiçbir katkı yok. Ülkenin 30 milyon doları Avrupalı Amerikalı çiftçiye veriliyor.
İthalata 30 milyon dolar ödenirken, Erzurum, Kars ve Ardahan’daki 4 bin çiftçi organik yem bitkisi, organik et ve süt üretmek için 630 bin liralık proje bedelini Avrupa Birliği’nden, Birleşmiş Milletler’ den hibe olarak almak zorunda kalıyor.
Hayvancılık politikasındaki asıl çarpıklık bu değil mi? İthalata ödenen 30 milyon doların yüzde biri Doğu Anadolu çiftçisine verilse Türkiye ithalattan vazgeçer, ihracatçı olur.

Tags:

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Dr. Numan KILIÇALP 27 Mayıs 2010 - 00:22 - Yanıtla

    böyle bir projenin özellikle hayvancılık ve yem kaynakları potansiyeli çok yüksek bu bölgemizde uygulanması ülkemiz ve yöre üreticileri için çok önemlidir. proje sahiplerini ve uygulayıcılrı kutlamak gerekir. çok önemli bir potansiyel harekete geçmiş olacaktır. başarılar dilegiyle..

  2. selim vatansever 27 Mayıs 2010 - 11:50 - Yanıtla

    sadece güney dogu snsdoluda deyil Türkiyenin her tarafinda böyle projeler hazirlamaliyiz
    ciftcimiz seferber olmali elin amarkalisina avurpalisina 30 milliyon dollar verilirken benim ciftcim issiz ürünü para etmiyor
    evet ben hazirim organik besicilige TARIM VE KÖY ISLERI BAKANLIGI nerede
    evet sadece kombassanzedeler besicilik yapsa
    ülkemiz et ihrac eden ülke olsun
    TARIMMDA projeli planli calismaliyiz
    ziraat odasi ne is yapiyor
    tarim ilce müdürlükleri ne is yapiyor
    tarim kradi,tarim gönüllüleri ne is yapiyor
    köylüye kradi verilsin hemen hayvanciliga baslansin
    v e et ihracati icin alt yapi hazirlansin
    önce ciftcinin elindeki Tarim arazilerine nasil degerlendirecegiz

  3. Doç.Dr.Hasan Vural 27 Mayıs 2010 - 06:49 - Yanıtla

    1-4 Temmuz tarihleri arasında Gümüşhane Kelkit’te 1.organik hayvansal ürünler kongresi yapılacaktır.

  4. Prof. Dr. Ergin ÖZTÜRK 31 Mayıs 2010 - 07:02 - Yanıtla

    Benzer bir projeyi Samsun da Ladik Organik Yayla Hayvancılığını Geliştirme Projesi olarak hazırlıyorum. Yine Benzer bir projeyi GAP Bölgesinde Mardin için hazırlıklarımız devam ediyor. Bir çok bçlgede göçler nedeniyle çayır, mera ve yaylalar boşalmış durumda. Bu alanların çoğunda bugüne kadar bir gram ilaç ve kimyasal gübre kullanılmamıştır. Erzurumda yapılacak olan proje benim çocukluğumun geçtiği baba diyarlarım ( Horasan, Köprüköy, Kars, Sarıkamış, Arpaçay, Selim). Böyle bir proje tasarısını uzun yıllardır kurguluyordum. Samsun’dan yönetim mesafe nedeniyle zor olacağından projem ancak gönlümde kaldı. Bu projeyi görünce sevindim. Bölgemiz kendinden organik. Bol ve kaliteli otumuz var. Organik üretim için kaçırılamaz fırsatlar sunuyor. Bu proje için bir hayvan beslemeci olarak ve bölgeyi bilen birisi olarak elimden gelen katkıyı severek yapacağımı ve benzer projeleri önümüzdeki yıllarda tüm Türkiyeye yaymak azim ve şevkinde olduğumuzu bilmenizi isterim.

  5. Prof. Dr. Ergin ÖZTÜRK 2 Haziran 2010 - 01:52 - Yanıtla

    projeyi okuyunca heyecanlandım, yazının devamında Ali Ekber Beyin “30 milyon doların yüzde biri Doğu anadolu çifçisine verilse … ” diye biten ifadesi dikkatimi çekti. Et ithalatının Türkiyenin sorunlarını çözemeyeceği gayet açıktır. Bununla birlikte köylüye verilecek milyon dolarların da hayvancılığın problemlerini çözmeyeceği hatta Ali Ekber beyin bahsettiği miktarın binlerce katının köylüye verilmesine rağmen, tüm paraların buharlaştığı da bir gerçektir. Çünkü hayvancılığın eğitimden, kaliteli kaba yeme, damızlık temininden, barınak, sağlık,sürü yönetimi, pazarlamaya kadar bir çok problemi bulunmaktadır. Bu problemleri kuçak dolusu para da dökseniz çözemezsiniz. Bahsedilen paralarla bir-iki yetiştiricinin derdine kısa süreli çare olursunuz. Uzun vadede hayvancılığın sürdürülebilir olması için tmel sorunlarını öncelikle halletmek gerekiyor. sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili oldukça fazla yayın var. Ancak sahada problemlerin devam ettiği, yazılanların uygulamaya aktarılmasında sorunlar yaşandığı açık. Sorunlar iyi analiz edildiği takdirde çözümlerinin de uygulamaya aktarılmasının o derece isabetli olacağı açıktır. Hükümet, yetiştiriciler,bilim camiası,mesleği sahada uygulayan teknik elemanlar, meslek örgütleri el ele verdiğinde bu alanda çok geç kalınmış bir çok soruna neşter vurma şansı doğacaktır. Özellikle vurgulamak istiyorum; birçok kesim sektör üzerinden siyaset yapma sevdasından vazgeçtiğinde çözüm odaklı çalışmalar hızla artacaktır. konu uzun çözüm önerilerini bir başka zaman görüşmek dileğiyle…

  6. asım solmazgül 15 Haziran 2010 - 15:38 - Yanıtla

    bizler devletten bizlere balık tutmasını öğretmesini istiyoruz bende malatyada organik kayısı üreticisiyim organik hayvancılık yapmak istiyorum ama maliyet çok yüksek nakit döngü sıkıntısı var devletin bizlere imkan vermesini istiyoruz

  7. asım solmazgül 15 Haziran 2010 - 15:43 - Yanıtla

    hocalarımın yorumlarınada katılmamak mümkün değil hem sağlıklı besin değeri yüksek gıdalar bizler üretmek istiyoruz devlet birazda dar gelirliler için bütçe ayırsa çok güzel olur ve en azından tarım ve hayvancılık sektöründe dışarıya bağımlı olmayız kaliteli sağlıklı kimyasal ilaçsız ürünler üretiriz

  8. duran bozkurt 26 Mayıs 2011 - 04:58 - Yanıtla

    Merhaba Aliekber bey’in yazılarının yakın takipçilerindenim.Artık teknolojiyi el telefonlarına da taşındığına göre her yazısını anında okuyorum.Bu gayrerli çalışmalarından dolayı kendisini kutluyorum.Organik Nazmiyle geçen yıl Antalya Tarım Fuarında şahsen tanışıp sohbet etme olanağım oludu,daha önce basından internetten izliyordum.Benim burada bu yazılanlara katkım olması açısından.O bölgenin yem bitkisi üretiminde ürünümüz wesoorb’u tanıştırmak istedim.Hemen ilk bakışta reklam yapılıyor gibi gelsede ürünün kullanılıp sağladığı faydaları gözönüne alırsak,buna değer diye düşünüyorum.Tarımda sulama (kontrollü sulama) sadece ülkemizin değil tüm Dünyanın sorunu Suyumuzu ekonomik ve ekolojik kullanmalıyız.Wesoorb su tutucu ürünümüz başta sulama,gübreleme,enerji ve işgücü maliyetlerini aşağılara çekerek verimi arttırmaktadır.Toksik madde içermediği gibi toprakta hiçbir kalıntı bırakmamaktadır.Bünyesine depoladığı suyu uzun sure muhavaza eder ve yavaş vavaş salınım yapar,ortalama üç sulamayı bir sulamaya düşürür.Yerli hammadde ile Türkiye’de 2008 yılında ürettiğimiz ürünümüzü sulamanın ihtiyaç duyduğu hemen hemen tüm alanlarda kullandırdık.Türkiye’de 16 Fuar’a katıldık Yurt dışı Dubai tarım fuarına 2009 da katıldık.Enson 11-15 Mayıs 1.İpekyolu Van Tarım fuarı’na karıldık.Web sitemize tüm detayları yazdık,kullananlarla konuşup görüşlerini aynen yazdık.Sadece bir ticari firma oluşumuzun dışında,doğaya,çevreye olan saygımız dolayısıyle ve işin sosyal sorumluluk çerçevesinden de bakarsak wesoorb bizi heyecanlandırıyor.Saygılarımızla.

    Duran Bozkurt

    Arksolar Ekolojik Tarım
    İZMİR
    http://www.wesoorb.com.tr

Ekolojik - Organik Tarım,Hayvancılık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler