Tarımda Kılıçdaroğlu rüzgarı..

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tarımda Kılıçdaroğlu rüzgarı..

25 Mayıs 2010

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: May 25, 2010

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 33.kurultayının yapıldığı saatlerde İstanbul Fuar Merkezi’nde ANIMALIA- Hayvancılık ve Teknolojileri Uluslararası İhtisas Fuarı’ndaydık.
Fuar süresince çok sayıda yetiştirici, akademisyen, makine imalatçısı, yem üreticisi, dernek ve kooperatif yöneticisi, ithalatçı, ziraat mühendisi, veteriner, kamu görevlisi ile sohbet ettik. İki önemli panel yapıldı. Et Paneli ve Süt Paneli. İki gün boyunca yapılan konuşmaların özünü, Et ve Balık Kurumu’nun canlı hayvan ithalatı ile ilgili ihalenin yansımaları ve Kemal Kılıçdaroğlu ile esen değişim rüzgarı oluşturdu.
Endişe ile umudun yarıştığı fuarda konuşulanları, tanık olduğumuz gelişmeleri şu iki başlıkta özetlemek mümkün.
1- Canlı hayvan ithalatı nedeniyle sektördeki herkesin morali bozuk. Daha önceki fuarlarda sohbetin ana konusu yapılan ve yapılması düşünülen yeni yatırımlar olurdu. Fuara gelenler yeni yatırımları için makine ve teçhizat alırdı. Hem alanlar, hem satanlar heyecanla yeni yatırımları anlatırdı. Bu kez o heyecan yoktu. Canlı hayvan ithalatı nedeniyle sadece mevcut üreticiler değil, yatırım yapmayı düşünen yeni girişimciler de endişeli bir bekleyiş içerisinde. Bize söylenen şu; yatırımlar erteleniyor. İşletmeler el değiştiriyor. Sektöre belirsizlik egemen. Bu hava kısa sürede dağılmazsa hayvancılıkta büyük sıkıntılar yaşanır.
2- Dikkat çekici en önemli gelişme ise, ülke genelinde olduğu gibi bu fuarda da Kemal Kılıçdaroğlu rüzgarının esmesi. İthalat nedeniyle morali bozulan sektörün aktörleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerek kurultayda gerekse medyaya yansıyan konuşmalarında hayvancılığa özel önem vermesi ile umutlandı. Kılıçdaroğlu’nun “tarlalarda olacağız”, “ithalat yapmak yerine kendimiz üreteceğiz” “hayvancılığa özel önem vereceğiz” sözleri sektörde yeni bir umut ışığı yaktı. Tarım konularını çok iyi bilen Prof. Dr. Oğuz Oyan, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın’ın Cumhuriyet Halk Partisi’nde etkin konuma gelmeleri bu umudu daha da artırıyor.
Bir tarafta ithalatın getirdiği moral bozukluğu, diğer tarafta ülkeyi saran Kemal Kılıçdaroğlu rüzgarının yarattığı umut var.
Fuar kapsamında et ve süt sektöründeki sorunların, gelişmelerin tartışıldığı “Et Paneli” 21 Mayıs’ta, “Süt Paneli” ise 22 mayıs’ta yapıldı. Her iki panelde de Türkiye’nin canlı hayvan ithal etmesinin rencide edici olduğu vurgulandı. Bunu en güzel özetleyen konuşmacılardan biri de AKP Aydın Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Sözcüsü ve aynı zamanda Ör Koop’un Başkanı Ahmet Ertürk oldu. Ertürk,“Et ithalatı bize yakışmıyor. Türkiye, et ithal edecek ülke değil. Ben de ithalata karşıyım” dedi.
Et ithalatı ile ilgili tartışmalarda iki önemli sorun gündeme geldi.Et ve Balık Kurumu’nun yaptığı 8 bin tonluk canlı hayvan ihalesi iptal olmazsa, 50 güne kadar ülkeye yaklaşık 15 bin hayvan getirilecek. Birinci sorun bu hayvanlar nerede kesilecek?
Uzmanların belirttiğine göre, Türkiye’de en modern tesiste bile günde en fazla 350-400 hayvan kesilebilir. Yani hayvanların kesimi için gereken süre 45-50 günü bulacak. Bu sürede hayvanlar nerede bekletilecek? Hastalık riskine karşı ne gibi önlemler alınacak?
Daha da önemlisi, kesilen hayvanların etini kim alacak. Et Paneli’ne katılan Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, ithalatın yapılmasını savunurken, kasapların ithal et satmayacaklarını açıkça söyledi. Marketler, daha ithalat başlamadan reyonlarına “yüzde 100 yerli et” afişi astı. Marketler de ithal et satmayacak. Milli Savunma Bakanlığı’nın Et ve Balık Kurumu’ndan et almayacağı ifade edildi ve bu haber yalanlanmadı. Herkesin sorduğu soru şu: İthal eti kim satacak?
Özetle, tarımda ve tarımın alt kolu olan hayvancılık sektöründe endişe ile umut bir arada yaşanıyor. Et ithalatı nedeniyle herkes endişeli. Toplumu saran Kemal Kılıçdaroğlu rüzgarı ise pek çok kesimde olduğu gibi tarım ve hayvancılıkta da umutları artırıyor.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Şahin BOZDOĞAN 25 Mayıs 2010 - 03:45 - Yanıtla

    Sayın Yıldırım,
    Yazılarınızı zevkle takip ediyorum. Son günlerde Hayvancılık sektöründeki değişimin doğru yorumlandığı kanısında değilim.
    2010 yılı başında et piyasalarındaki suni yükselişin nedenlerini araştırdığımızda; piyasanın dinamiği olan bir kaç toptancı esnafın, yıllardan beri sektörün sırtından elde ettiği rantı yeniden kazanmak için yaptığı savaşı kazandığını farkedemedik.
    Et deki artışı besicilen ya da hayvan sahipleri yapmadı. Piyasada arz-talep dengesinde de bozulma olmamıştı. Ama suni olarak yapılan söylemler ve özellikle İstanbul piyasasının göstermelik et fiyatları, bu konuda medyanın bilerek ya da bilmeyerek kullanılması, tüketicilerin haksızlığı uğratıydığı gibi bir konumun ortaya çıkarılması ile kaleler fethedildi.
    Ülkemizde yılda 1.200.000 ton çivarında kırmızı et tüketildiği hesaba katılırsa EBK nınç yapacağı 16.000 ton civarındaki ithatalıt devede kulak bile olmadığı görülecektir. İthalat olayı perdede oynatılan oyundur. Arkasında geliştirilen oyun ise daha önemlidir.
    İzin verirseniz bu konudaki görüşümü sıralamak istiyorum.
    Ülkemizde Besici birlikleri, odaları, kooperatifleri v.b örgütlenmeler yeterli ve etkili olamadıkları için besiciler sorunlarını kamuoyuna anlatamadılar. 2010 yılı başı itibarıyla besideki bir hayvanın satışa sunulması aşamasında ebesiciye maliyeti 13,70 TL.dir Bu fiyat besi girdileri ülkemizin her bölgesinde aynı olmadığı için bölgeler arasında 1 TL civarında oynamaktadır. (Şunuda hatırlatmakta fayda var. Doğu bölgesinin besi maliyetleri batıdan daha yukarıda.) EBK iki yıldan beri piyasada olduğu için fiyat hareketlerinde bir düzenleyici rolu vardı. Yukarıdaki yazınızda da sözünü ettiğiniz üzere sektördeki tedarikçiler, yatırımcılar, hayvan sahipleri başta olmak üzere herkesin yüzü gülüyordu. 1985 den bu yana sürekli olumsuz noktada bulunan hayvan ve ürünleri piyasası düzeliyordu. Devletin doğru ve müdahelece tutumu etkiliydi.
    Ama bu ortamdan mutlu olmayanlar da vardı. Bunların başını da piyasadan geçinen araca konumundaki tacirler çekiyordu. Bunlar EBK nın et piyasasına girmesinden rahatsız oldular. Çünki fahiş karları düştü. ve devletten sağladıkları rant da kaybolmuştu. İşte bunlar yıl başında medyayı da (bilerek veya bilmeyerek) arkalarına alarak İstanbulda et fiyatlarını suni olarak dalgalandırdılar. Kendilerinin istedikleri doğrultuda kamuoyu oluşturmayı başardılar. En önemlisi de EBK’yı piyasadan geriye çektirmeyi başardılar. Dikkat ederseniz EBK alımları durdurdu. Güncel Hayvancılığımız açısından en kritik durum işte budur. EBK’nın piyasadan cekilmesi…..
    Bizim ülkemizde de bir gün gelecek üreticilerimiz AB de olduğu gibi örgütlenecekler ve EBK gibi kamu kuruluşlarına ihtiyaçları kalmayacak. Birilerinin bakanlık, hükümet, ya da siyasi partiler nezdinde çıkıp bunları ifade etmesi ve o gün gelinceye kadar EBK gibi kuruluşların piyasada aktif olarak kalmaları gerektiğini anlatmaları lazım. O gün geldiğinde de 1 TL gibi bir iz bedelle bu kurum ve kuruluşların o hayvancılık örgütlerine devredilmesi lazım.
    Netice itibarıyla; Hiç yapılmasıması gönülden isteğim olan canlı hayvan ithalatının, 16.000 ton civarında olması nedeniyle piyasayı hiç etkilemiyeceği görüşündemi. Farkında bile olmayacaklar. Önemli olan başta medya olma üzere doğru bilgi ve verilerin ilgili mercilere aktarılması gerekiyor. Bu da sanırım sizin gibi sektöre gönül verenler sayesinde olacak.
    Saygılarımla.

    Ş. Şahin BOZDOĞAN
    uZM. vET. hEKİM

  2. huseyin corlu 25 Mayıs 2010 - 05:25 - Yanıtla

    tesekkürler, aliekber,
    bu güzel yazıların okuyor ve bilgileniyoruz sevgi ve saygılarımla

  3. Ali Şükrü Tunçel 25 Mayıs 2010 - 06:24 - Yanıtla

    Ş.Şahin Bozdoğan bey’in öngörülerine baştan sona katılıyorum. Üreticilerimizin örgütlenme sürecinin olgunlaşmasına kadar EBK’nun piyasadaki dengeyi koruması gerekiyor. 1.200.000Ton et tüketimi olan ülkemizde 16.000Ton et ithali minik bir rakam. Satıcısı belli olmayan bir etin ithalatını da anlamak mümkün değil. Üreticilerimiz bir an önce örgütlenmeli ve sözleşmeli besi hayvancılığı doğru yöntemlerle desteklenmelidir. Desteklerin üreticiye ulaştırılmasındaki en kestirme yöntem, sözleşmeli hayvancılık yaptıran, damızlık hayvan işletmesine sahip kooperatif, birlik ya da şirketler vasıtasıyla üreticilere desteklerin kullandırılmasıdır. Her biri bir vilayetimiz kadar olan Avrupa ülkelerinden canlı hayvan ithalatı yapmak, Başta Tarım Bakanımız Sayın Mehdi Eker başta olmak üzere herkesi utandırmalıdır.

  4. selim vatansever 26 Mayıs 2010 - 06:43 - Yanıtla

    SAYIN BÜYÜKLERIM:
    BEN ET ITALATINA KARSIYIM BU ETI MILLETCE;ULUSCA KENDIMIZ ÜRETMELIYIZ BEN ÜRETIME GÖNÜLLÜ OLLARAK BASLARIM BAKINIZ ÜLKEMIZDE NE KADAR ISSIZ VATANDASIMIZ VAR CIFTCIMIZIN ÜRETIGI ÜRÜN TARLADA KALIYOR EGER DEVLETIMIZ BANA 20 INEK VERIRSE KRADI ILE VE AHIR :EV ICIN KRADI VERIRSE BEN HAZIRIM
    TARI;M VE KÖY ISLERI BAKANI ILK ÖNCE ARASTIRMA YAPSIN KIMIN ELINDE 40 DÖNÜMDEN FAZLA ARAZISI VARSA BESICILIK YAPMAK ZORUNLUGU KOYSUN 15-20 KOYUN BESLESIN OTU CÖPÜ YETER BU ARAZILERIN BU HAYVANLARA VE AYRICA AKP NIN COK SEVDIGI YESIL SERMAYELI HOLDINGLER VAR BU HOLDINGLERIN MAGDURLARI VAR BU MAGDURLARA ELINDEKI HISSELERI KARSILIGI DAMIZLIK HAYVAN VERSINLER BAKINIZ O ZAMAN SIZ BESICILERE
    DEVLET FIG EKENE DESTEK VERIYOR ARTIK YEM BITKISI EKENE DEYIL HAYVAN BESLEYENE DESTEK VERILSIN HAYVAN BESLEYEN MECMUR YEM BITKISI EKECEK
    HAYDI BENIM KOMBASSAN HOLDINGDE 60 MILLIYAR TL VAR VERSINLER BANA 12 INEK BEN GÖNÜLLÜ BESLERIM
    ET ITAL EDEREK BASKASINA IS-AS VERMIYELIM
    ILK ÖNCE TÜRK MILLETI

  5. Osman 28 Mayıs 2010 - 09:26 - Yanıtla

    Ali bey Siyaset sizin neyinize.Kılıçdaroğlu ile nasıl bir olumlu hava esmiş anlayamadık. Türkiye ne kadar garip bir ülke. İstanbulda turup Anadoludaki Tarımı yazmak ve akıl yürütmek. Kılıçdaroglunun bulundugu ekip ve gurup zihniyet değiştirmedikce daha çooook beklersiniz.Size bir örnek 10 senede 10 milyon meslek lisesi magduru var bu ülkede. Bunlar için ne smöyledi kemal efendi.Çok beklersiniz daha çok .

    • Ali Ekber Yıldırım 29 Mayıs 2010 - 07:42 - Yanıtla

      Osman bey,
      Ben İstanbul’da oturmuyorum. İstanbul’da fuara katıldım. Oturduğu yerde yazı yazan biri değilim. Anadoluyu karış karış geziyorum. Hakkari’den Edirne’ye her yere gidiyorum. Yazılarımı okursanız bunu farkedersiniz. Ayrıca siyasetle de ilgim yok
      Saygılarımla,

  6. ulaş tatldil 8 Haziran 2010 - 06:58 - Yanıtla

    osman bey yeri değil ama meslek liselerini çözmek istemeyen zihniyet akp zihniyetidir.siyasi rant beklemeseler imam hatip liselerini ayırırlar meslek liselerinin sorunlarını çözerlerdi.ama onların amacı çözmek değil nasıl olsa bu böyle çözülmez diyip ortaya atıyolar onlar için çözülmesi önemli değil sizin gibi insanların bu düşünceler sahip olmasını sağlamak bakın başarıyorlarda.ali ekber beyi takip ediyorum siyasetle işi olmaz inanıyorumki tarımı bitiren akp den artık kurtulmanın zamanı geldiğini düşündüğü için yazmıştır..

Hayvancılık,Tarım: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler