Hayvancılık yeniden yapılanırken…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Hayvancılık yeniden yapılanırken…

03 Kasım 2009

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Kas 3, 2009

Dünya Gazetesi Başyazarı Osman S. Arolat, Hayvancılık destekleri ile ilgili haberimizi yorumladı. Arolat’ın yazısı şöyle:

Osman AROLAT / AROLAT’ tan
Türkiye’de göçer büyük sürülerle hayvancılık dönemi geçen yüzyılın son çeyreğinde terör nedeniyle son buldu. 1990’lardan başlayarak endüstriyel süt ve et çiftlikleri kurulmaya başlandı. TİGEM arazilerinin özel sektöre satış, kiralama ve devri ile bu gelişme hızlandı. Hayvancılığa yeni destekler verilirken, bu değişimin göz önünde tutulmasının önemli olduğunu düşünüyorum.        
Türkiye’de hayvancılık yüzyıllar boyu ağırlıklı olarak göçerlerin Doğu Anadolu Bölgesi’nde geniş mera hayvancılığına dayalı bir modeli uygulaması söz konusuydu. Ayrıca, ülke genelinde daha küçük sayılarla bölgesel üretimler söz konusuydu. 1980 sonrası bölgede terör olaylarının önlenememesi bu göçerlerin büyük kısmının yerleşik hale gelmeleri, bu klasik hayvancılığın çok azalması, hatta yer yer son bulması sonucunu beraberinde getirdi. Bu göçerlerin yönettiği sürüler, mevsimine göre uygun otlaklardan beslendikleri için yem üretimi aşamasında önemli bir masrafa neden olmuyordu.
Ancak, terör sonrası bu göçer sürüler dönemi kapanırken bunların yerine ikame edilmesi gereken büyük çiftlik hayvancılığı yeterince gelişmedi. 1990’lar sonrasında bu alandaki boşluğu gören Necati Kurmel, Durmuş Yaşar, Muharrem Kayhan gibi işadamları büyük çiftlikler kurmaya başladılar. 2000’li yıllarda da TİGEM’lerin geniş arazilerinin özel sektöre satılması ve kiralanması üzerine bu alanlarda da özel sektör tarafından binli sayılarda hayvanların yer aldığı çiftlikler kurulmaya başlandı. Hayvancılık o günden bu yana ciddi tarım işletmelerinde gelişmeye başladı.
Ancak bu gelişmeler olurken deli dana problemi nedeniyle Avrupa’dan hayvan ithalatı yasaklandığı için çiftliklerin uygun ve yeterli hayvan tedarikinde sorunlar yaşandı. Büyük çiftlik sahipleri bu alandaki sorunlarının bugün de sürdüğünü belirtiyorlar. Damızlık Hayvan Üreticileri Derneği ise bu alanda sorun olmadığı iddiasındalar.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’de et fiyatlarının artmasına ve olmaması gereken seviyelere yükselmesine yol açtı. Bunun yanı sıra sınır bölgelerinde, eskiden Türkiye’den komşulara dönük olan kaçak hayvan trafiğini tersine komşulardan Türkiye’ye döndürdü. Özellikle Trakya’da kesilmiş kontrolsüz et girişlerine yol açtı.
Bütün bu nedenler hayvancılığın desteklenmesi gerektiğini ortaya çıkardı. Arkadaşımız Ali Ekber Yıldırım’ın haberinde bu yıl desteklerin neler olduğu ve nasıl işleyeceği geniş olarak ortaya koyuluyor. Hayvancılığın desteklenmesi doğru bir gelişmedir. Ancak, bazı dikkat edilmesi gereken konulardan söz etmemiz de doğru olacaktır.
** Desteklemelerin hayvancılıkta yapısal değişime uygunluk taşıması gerekir. Yapısal değişim büyük endüstriyel çiftlikler ve onların çevresinde gelişecek köylü işletmeleri şeklinde olacağı için destek bu yapıya paralel olmalıdır. Türkiye, köylüye hayvan dağıtımıyla yaptığı destekten sonuç alamamıştır. O tür destekler ve sadece küçükleri gözeten modeller yerine, endüstriyel hayvancılık desteklenmelidir. 
** Göçer sürü dönemi sona erdikten sonra kaba yemin önemi çok artmıştır. Yonca ve silaj üretimi arazileri çok bölünmüş olması nedeniyle sözleşmeli üretimden gereken faydanın sağlanmasını  önlemektedir. Üretilen yoncanın kalite sorunu da ortadadır. Geçenlerde gezdiğim bir işletmedeki yönetici Türkiye’den aldıkları yoncaların Amerika’da laboratuvarda inceletiklerini ve 5 kaliteli sistemde en iyilerinin 4. kaliteden yukarı çıkamadığını önemli bir sorun olarak anlattı.
** Ayrıca süt üreticileriyle yaptığımız bir toplantıda yem maliyetlerinin yüksekliğini ortaya koydular. ABD’de bir litre süt fiyatıyla üç kilo yem alınabildiğini, Türkiye’de ise bir litre süt ile sadece 850 gram yem alınabildiğini, bu dengenin hiç değilse 1 kilo süt ile 1.5 yem alınabilir seviyeye gelmesi gerektiğini belirttiler. Bu olumsuzluğun hızla hayvan kesimine yol açtığını ortaya sürdüler.
Sanırım yeni hayvancılık destekleri yukarıda sözünü ettiğimiz konularda üreticilerle görüşerek daha da geliştirilebilir. Ve hayvancılıktaki yapısal değişim daha kolay sonuçlanır.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. mustafa Karadağ 14 Kasım 2009 - 08:16 - Yanıtla

    asıl bu işleri yapacak insanlar kıredi alamıyor
    oysa kıredi almak isteyenleri bir kurum tarafından denetlenip kıredi verilmesi gerekirken bu işi yapacaklara deyil kurumları dolandıracaklara kıredi veriliyor

Hayvancılık,Yazıların Yankıları: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler