Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Hangi ürünler desteklenmeli…

17 Ocak 2008

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Oca 17, 2008

Başbakan Erdoğan’ın, “Doğrudan gelir desteğini(DGD) kaldıracağız. Ürüne destek vereceğiz” sözü  olumlu karşılandı. Muhalefet partileri de dahil, kimse,”DGD, çiftçiye çok yararlı bir sistem, kaldıramazsınız” demedi, diyemedi. Çünkü, ülkede doğrudan gelir desteğinden memnun olan yok. Herkesin karşı olduğu bu sistem, Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması ile tam 7 yıl uygulandı.
Fiyat, girdi ve kredi desteğinin kaldırılarak, doğrudan gelir desteğine geçilmesi tarımı çökertti. Özellikle 2001’den 2004’e kadar olan dönemde üretim gerilerken, tarım ürünleri ithalatında patlama yaşandı. İlk kez ithalat, ihracattan daha fazla oldu.
Bu modeli Türkiye’ye öneren Dünya Bankası, 2004’te yayınladığı raporda çiftçilerin yıllık zararının 4 milyar dolar olduğunu, 2002-2003 döneminde gübre kullanımının yüzde 25-30 azaldığını, tarım fiyatlarının yüzde 40 düştüğünü, tarımsal desteklerin 6 milyar dolar azaldığını itiraf etti. Oysa aynı dönemde rakip ülkelerde desteklerin azalması bir yana artarak devam etti.
Uygulanmaya başlandığı 2001’den bu yana üretime bakılmaksızın tapu sahibi herkese DGD kapsamında 10 milyar 337 milyon YTL ödeme yapıldı. 2007 ödemeleri de yapılırsa bu rakam 12 milyar YTL’ ye ulaşacak. Türkiye borç batağında debelenirken, 1 milyar dolar için 15 günde 15 yasa çıkarırken, 12 milyar YTL adeta sokağa atıldı. Bu kaynağı daha verimli kullanabilseydi, bugün tarım sektörü çok daha iyi bir konumda olabilirdi.


IMF ve Dünya Bankası’nın ipi ile kuyuya inmenin faturası bu. Umarız ders alması gerekenler bundan gerekli dersi alır ve ülkenin kıt kaynakları bir daha böyle heba edilmez..
Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından sonra, kafalarda iki soru oluştu.
Birincisi, 2007 desteklerinin ne zaman ödeneceği. Çiftçiler her gün telefon açıyor, mesaj gönderiyor. “2007 destekleri ne zaman ödenecek” diye soruyorlar. Sorunun muhatabı olan Tarım Bakanlığından ses yok. Bakanlık en kısa zamanda net bir açıklama yapmalı.
İkinci soru ise şu: DGD yerine hangi ürünler desteklenecek?
Destekleme politikasının temel işlevlerinden birisi üretimin planlanmasıdır.
Ürün bazında destek verilirken öncelikle “kendi kendine yeterlilik” ilkesi benimsenmeli.
Siyasetten uzak, ekonominin gerçeklerine uygun ve rakip ülkelerle rekabet edebilir bir strateji çerçevesinde destekleme yapılmalı.
Gıda ve sanayi sektörüne, hammaddenin uygun şartlarda temin edilmesine dikkat edilmeli.
Bu temel ilkeler çerçevesinde desteklenecek ürünler belirlenmeli. Örneğin,ihracatın en önemli kalemlerinden biri olan tekstil ve konfeksiyon ihracatının hammaddesi olan pamukta Türkiye ürettiğinden daha fazlasını ithal ediyorsa pamuğa özel destek verilerek üretimin mutlaka artırılması gerekiyor.
Dünyada zeytinyağı tüketimi hızla artıyor. Dünyanın sayılı üreticilerinden biri olan Türkiye, son yıllarda milyonlarca zeytin fidanının dikilmesini destekledi. Fakat, zeytinyağına verilen destekleme primini düşürerek fiyat ve rekabet avantajını kaybetmeye başladı. Zeytin ve zeytinyağında hem iç piyasada tüketimin artması, hem de ihracatta istikrarın sağlanması için mutlaka daha fazla desteklenmeli.
Ayçiçeği, kanola, mısır ve diğer yağlı  tohumlarda dışa bağımlı olan Türkiye, destekleme primlerini artırarak bu ürünlerde üretimi sıçratabilir. Mısır üretimine prim verildiğinde üretimin nasıl arttığı biliniyor.
Yaş meyve ve sebze, özellikle seracılık hızla gelişiyor. İhracat şansı çok yüksek olan bu ürünlerin de daha çok desteklenmesi şart.
Hayvancılık destekleri devam etmeli, özellikle küçükbaş hayvancılığa özel önem verilmeli ve ıslah çalışmaları mutlaka desteklenmeli.
Fındık, üzüm, kayısı, incir gibi kuru meyvelerde Türkiye’nin sahip olduğu mukayeseli üstünlüğün sürdürülmesi için bu ürünlere de destek verilmeli.
Kırsal kalkınma yatırımlarına daha fazla destek sağlanmalı. Küçük çiftçilere, aile tipi işletmelere ve organik üretim yapanlara özel destekler sağlanmalı.
Bütün ürünleri tek tek yazmaya gerek yok. Destekler siyasi rant amaçlı değil, akılcı ve ekonomik gerçeklere uygun verilirse toplumun her kesimi bundan yarar sağlar.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler