Zeytinci de kuraklık desteği istiyor

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Zeytinci de kuraklık desteği istiyor

20 Ağustos 2007

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Yeni Şakran’da zeytincilik paneline konuşmacı olarak katıldım

Yeni Şakran’da düzenlenen 2. Deniz ve Zeytin Festivali kapsamında yapılan “Zeytinciliğin Güncel Durumu ve hedefi” konulu panelde konuşmacılar ve katılımcılar zeytin ağaçlarının kuraklıktan olumsuz etkilendiğini bazı bölgelerde yüzde 50’den fazla zarar oluştuğunu belirterek zeytinciye kuraklık desteği verilmesini istedi.

İzmir’in Aliağa İlçesinin Yeni Şakran Beldesinde düzenlenen “2. Deniz Ve Zeytin Festivali” kapsamında yapılan “Zeytinciliğin Güncel Durumu ve Hedefi” konulu panelde konuşmacılar bir çok tarım ürününde olduğu gibi zeytinde de kuraklığın büyük zarara yol açtığını belirterek üreticiye kuraklık desteği verilmesini istedi. Zeytin ve zeytinyağında tutarlı bir politika uygulanmadığını dile getiren konuşmacılar, kuraklık nedeniyle zeytinde bazı bölgelerde yüzde 50’nin üzerinde zarar oluştuğunu dile getirdiler.
Yeni Şakran Belediye Başkanı Zeki Şen, zeytinciliğin ve turizmin beldeleri için çok önemli iki gelir kaynağı olduğunu söyledi. Şen, çevreye duyarlı, yapılaşmayı artırmadan turizmi geliştirmek ve katma değeri yüksek, kaliteli zeytinyağı üretmeyi hedeflediklerini belirtti.
Üreticilerin ve halkın yoğun ilgi gösterdiği panelde konuşan Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, tüm ürünlerde olduğu gibi Türkiye ve Dünya pazarında söz sahibi olabilmek için markalaşmanın şart olduğunu söyledi. Üreticilerin ürettiği zeytinyağına sahip çıkmasını isteyen Yıldırım, “Bütün dünyada zeytinyağı tüketimi artıyor. Gelecekte daha da önem kazanacak zeytinyağı konusunda üreticiden sanayiciye, tüccardan ihracatçıya kadar herkesimin duyarlı olması lazım. Bu değerli ürünü katma değerini yükselterek ihraç etmek en önemli hedef olmalı. Çünkü zeytinyağı değer kazandıkça bundan yararlanmak isteyenler olacaktır. Bugünde yaşıyoruz, zeytinyağı üzerinde uluslararası pazarda ciddi oyunlar oynanıyor. Türkiye’nin marka yaratmasını istemiyorlar. İtalyan ve İspanyol firmaları Türkiye’yi “ucuz tedarikçi” olarak kalmasını istiyor. Yani sizler zeytinyağı üretmek için büyük çaba göstereceksiniz zahmetini siz çekeceksiniz kaymağını onlar yiyecek. Bu nedenle markalı ihracat yerine dökme olarak ihracat yapmamızı istiyorlar. Çünkü dökme olarak bizden 3-4 dolara alıyorlar kendileri şişeye koyarak 10-15 dolara satıyorlar. Bunun için marka olmamız şart. Üreticimiz zeytinyağına sahip çıksın. Bu konuda birliklere ve örgütlere dahil olsun ve üretici mutlaka kendi markasını yaratsın” dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Prof. Dr Kamil Okyay Sındır, ise,hükümetin IMF politikaları nedeniyle Anayasanın 45. maddesindeki ‘’Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır”maddesini uygulamayarak Anayasayı ihlal ettiğini savundu. Sındır, devletin bu konuda sadece doğrudan gelir desteğini sağladığını ama bu uygulamanın yanlış olduğunu belirtti.
Sındır “Doğrudan gelir desteği üretimi arttırıcı, teşvik edici, verimliliği arttırıcı uygulama değildir.Üretim planlaması acısından da bir herhangi bir faydası yoktur.” dedi. Sındır, sadece buğday, arpa, fig ve korunganın kuraklık kapsamında değerlendirildiğini belirterek zeytinde kuraklık zararının bazı bölgelerde yüzde 50’den fazla olduğunu zeytin üreticisine de mutlaka kuraklık desteği verilmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan’da konuşmasında kamuoyunun bugüne dek yağ konusunda yanlış bilgilendirildiğini ve yönlendirildiğini savunarak, “Asıl (hadi yiyin gari) denmesi gereken ürün zeytinyağı olmalıdır” dedi.
Zeytinin anavatanının Türkiye olduğunu belirten Tan “Ancak bugün gelinen noktada Devletin tarım konusunda herhangi bir yol haritasının olmaması neticesinde zeytinyağında maalesef Türkiye olarak 6. sıralarda yer alıyoruz. En büyük sıkıntımız üretimdeki verimsizlik”dedi. Zeytinyağı tüketiminde de oldukça geride olduğumuzu belirten Tan “Ne yazık ki bizler yılda ortalama sadece 1 Litre zeytinyağı tüketirken Yunanistan’da bu ortalama kişi başı yaklaşık 22 litre” dedi.

Toplumun çeşitli argümanlarla yanıltıldığını belirten Tan ‘’margarin,nebati yağ sanki çok iyi ve sağlıklı bir yağmış gibi yıllarca ve hala reklamlarla anlatılıyor. Bu konuda ulus olarak üzerimize büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Zeytin ve zeytinyağımız ulusal ve stratejik değerimiz ve ürünümüzdür. Asıl ‘’hadi yiyin gari”denmesi gereken ürün zeytinyağı olmalıdır”dedi.
Panele dinleyici olarak katılan üreticiler de zeytinde çok büyük zarara uğradıklarını belirterek zeytin üreticisine kuraklık desteği verilmesini istedi. [Dünya Gazetesi, 20 Ağustos 2007]

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

Zeytin ve Zeytinyağı: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler